BÖLÜM 93

10 2 0
                                    

   Mürsel bir türlü Alice' i bırakamıyordu... Alice' in yaptıkları karşısında çok duygulanmıştı ve şimdiden ona karşı büyük bir minnet duymaya başlamıştı. Alice' i de koruyucu meleği olarak görüyordu artık ve onu aç kurtların arasında yalnız bırakmak istemiyordu. Mürsel ve Angelina birbirleriyle debelenip dururken Yüzbaşı Benjamin' in adamlarından birinin aklına bu ikilinin kaçma ihtimali gelmişti ve kafasını siper alanından hafifçe çıkaran adam onları gördü... Ardından da nişan almaya hazırlanmasının iyi olacağını düşündü... Benjamin' in adamını fark eden ve niyetini anlayan Angelina, Mürsel' i kolundan tuttu ve sürüklemeye başladı... Angelina artık çok kızmıştı ve sürüklemeye başladığı Mürsel' e de "Çabuk hareket et, bize nişan alıyorlar, işimizi bitirmeye çalışıyorlar." diye bağırdı. Benjamin' in adamı, ikilinin hareketlendiğini görse de hâlâ nişan alabileceğini ve ikisini de indirebileceğini düşünüyordu... Tam silahını kaldırmıştı ki Alice' in attığı kurşun, arabanın camlarına geldi ve dikkati dağılan adam da atış pozisyonunu bozmak zorunda kaldı. Arabanın camları kurşun geçirmez olduğu için patlamamış olsa da Benjamin' in adamını korkutmaya ve pozisyonunu bozmaya yetmişti. Tüm bu olanlar, içinden çıkılması güç bir kaos çemberinin resmi gibiydi. Burada yaşanan ve yaşanabilecek olaylar, dev bir resim sergisinde kaybolmak gibiydi artık.


    Mürsel ve Angelina o bölgeden uzaklaşmayı başarmıştı ve artık güvenli bir yerdeydiler... En azından bir süre idare edebilecekleri güvenli bir yere vardıklarını düşünüyorlardı. Yemyeşil bir ovanın ortasına gelmişlerdi ve gökyüzü de bulutlarla kaplıydı. Yerdeki çimenler öylesine büyümüştü ki neredeyse Mürsel' in diz kapağına geliyordu... Sanki Alice Harikalar Diyarında eserinde olduğu gibi Alice' in geçtiği evrene geçmişlerdi... O eserde Alice' in gezdiği yeşil diyarlarda gibiydiler... Gerçek dünyada ise hayatlarını kurtaran bir Alice vardı ve bu duruma sevindikleri bile söylenemezdi, bu durum ikisini de birbirine düşürmüştü çünkü. O hengâmede Mürsel ne yapacağını şaşırmıştı ve kendisini burada bulmuştu. Bir yandan var gücüyle Angelina çekiştirmişti, bir yandan da hain bir kurşunun hedefi olma ihtimallerini görmüşlerdi ve sonuç olarak ne olduğunu bile anlamadan kendisini hiçliğin ortasında, burada bulmuştu... Fakat Angelina onu bıraktıktan sonra ve biraz soluklandıktan sonra aklına Alice geldi hemen. Angelina' yla birlikte buraya gelene kadar Alice' in çoktan ölmüş olma ihtimalini aklına getirdi ve yüreği parçalandı. O olay karşısında bir şekilde Alice' in yanına gitmelerinin ve onunla birlikte oradan uzaklaşmayı denemelerinin doğru olacağını düşünmüştü... Şu anda da yaptıkları ve yapmadıkları sebebiyle Angelina' ya inanılmaz kızgındı. Soluğu kesildiği için ilk anlarda sert bir tepki göstermese de vücut direncini kazandıkça bu olay için Angelina' ya sert çıkacağı belli oluyordu.


    Mürsel kendisini biraz toparladıktan sonra önce aklına takılan bazı şeyleri sorarak konuşmaya başlamak istedi:


- Alice nasıl donmadı? Bu nasıl oldu?


- Hiçbir fikrim yok ama Alice tahmin ettiğimizden daha özel biriydi galiba... Bu nedenle olabilir.


- Tıpkı bizim gibi etkilenmedi ve olduğu yerde donakalmadı. Ayrıca o silahı nereden buldu ve tüm bunları yapmaya nasıl cesaret etti anlamadım... Sadece tek bildiğim şey bizim için canını tehlikeye attığıydı.


- Bu olayla ilgili ben de senin bildiklerinden fazlasını bilmiyorum Mürsel. Silahı nereden buldu ve tüm bunları nasıl yaptı ben de bilmiyorum. Biz önümüzdeki sorunlara odaklanalım çünkü henüz tam olarak beladan kurtulabilmiş değiliz.

MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt