BÖLÜM 5

175 8 0
                                    

   Bir yorucu günü daha geride bırakan Mürsel, bu akşam da Mike' ın Yeri' ne gitmeye karar verdi. Dün yaşananlar nedeniyle kitabını istediği düzeyde yazamayınca, pek yapmadığı bir şey yapma kararı aldı ve iki gün üst üste de olsa Mike' ın Yeri' ne gitmeye karar verdi. Mürsel çok zor şartlar altında çalışan bir genç olsa da artık vücudu bu tempoya alışmıştı... Bu yorucu ve zorunlu yaşam biçimi, vücudunun da bir parçası olmuştu... İşler her zamankinden de yorucu olmadığı sürece çok da etkilenmiyordu... Ayrıca dün gece erken yatarak iyi bir uyku çekmişti ve bugün de enerjisi epey yüksekti... Mike' ın Yeri' ne, hep bir kaç gün arayla gidiyor olsa da bugün enerjik hissettiği için tekrar oraya giderek yazabileceğini hissediyordu.


    Mürsel, kendisini şu hayattan soyutlayabildiği tek yer olan Mike' ın Yeri isimli kafeye çok geçmeden vardı ve içeriye girdikten sonra her zamanki yerinde birisinin olup olmadığını görebilmek için gözlerini oraya doğru dikti. Gördüğü manzara şaşırtıcı ve garipti... Dünkü kadın yine bu kafedeydi ve yine kendisinin yerinde oturuyordu. Mürsel bu kez kadından etkilenmenin aksine iki gündür yaşadığı şeylere ve kadına uyuz olmaya başladı: "Yoğun tempoda ve berbat işlerde çalıştıktan sonra biraz olsun rahatlamak için buraya geliyorum ama burada da manyaklar beni buluyor." diye geçirdi içinden.


    Düzenine çomak sokulduğu için ve her gün zor şartlar altında çalışmaktan sinirleri de yıprandığı için sağlıklı düşünememeye ve o masanın tapulu malı olmadığını kendisine itiraf edemeyecek düzeye gelmeye başladı. Mürsel sinirden dudaklarını ısırdıktan sonra çantasını, ortalarda bir yerde bulunan bir masaya koydu ve Motor Ağızlı Mike' ın yerinde olduğunu gördü... Bastığı yerden, insanların irkilmesine sebebiyet verecek türden sesler çıkacak şekilde, ayaklarını yere vurarak Mike' ın yanına doğru ilerlemeye başladı. Kendisine doğru gelen Mürsel' i fark eden Mike, kafasını ona doğru çevirdi ve söyleyeceği şeyi beklemeye başladı. Mürsel iyice yaklaştıktan sonra "Mike bundan sonra benim yerimi kimseye verme! Şu kadın..." der demez kafasını her zamanki masasına çevirdi ve parmağıyla da orayı işaret edecekken masanın boş olduğunu gördü şimdi de. Bir anlık afallamanın ardından bir radar gibi etrafı tarayıp göz gezdirmeye başlayınca gizemli kadının, çantasını koyduğu masaya oturduğunu ve dik dik kendisine baktığını fark etti. Mürsel kendine gelemeden bir afallama daha yaşadı ve Motor Ağızlı Mike' ın cevap vermesine müsaade etmeyerek "Bir dakika Mike! Sonra konuşuruz." dedi ve hızlı adımlarla kadına doğru yürümeye başladı.


    Mürsel, masanın başına gelir gelmez kadının karşısındaki sandalyeyi çekti ve tam karşısına oturdu. Az önce dik dik bakan kadının bakışlarının yerini, tebessüm dolu bakışlar almaya başladı... Beş saniyelik kısa bir tebessümden sonra da bıyık altından gülmeye devam etti. Kadının aksine çok ciddi ve sinirli görünen hatta kızarmış suratından çıkan sıcaklık ile adeta kafenin ısınmasına katkı sağlar hâle gelmiş olan Mürsel ise bu bakışlar karşısında daha da fazla sinirlenmeye başladı... Alaycı bir tutumla karşılaştığını düşünen Mürsel, şu anda hissettiklerinin dozunu daha da fazla arttırmaktan başka bir şeye yaramadığını düşündüğü bu bakışlara daha fazla tahammül edemeyeceğini düşünerek konuşmayı başlatan taraf oldu;


- Kimsin sen?


- Hiç kimse...


- Ne demek hiç kimse?


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin