Bölüm 33|• "Sonun Başlangıcı."

2.1K 207 411
                                    

Selam, ben geldim!

İyi okumalar diliyorum.

Sonrasında okuyup mutlu olmam için bana bol bol oy ve yorum bırakmayı unutmayın. Bugün sizden gelecek güzel yorumlara epey ihtiyacım var.🤍

🖇️

Zor olan savaşmak mı, zamanla yarışmak mı?

İkisi de değil, zamanla olan savaşında kendinle yarışmak. Atacağın her adımı doğru yere basmak, ufak bir sapmanın çığ düşürecek olduğunu bile bile aceleci davranmaya mecbur olmak, öfkeyi yatıştırmak, fırtınayı bastırmak ama içinde kopan kıyamete bir çare bulamamak.

Lexa'nın durumunun iyileşmek yerine hâlâ yerinde saydığını anlamak için tıbbi lisansımın olmasına ihtiyacım yoktu, gözlemlerimin açıklamasını bilimsel olarak yapamasam da gönlümün orta yerindeki o karanlığın giderek büyümesine neden olacak haklı nedenlerim vardı. Solunum desteğini henüz kesmemiş olmalarından, gözlerini açtığı anda yarım saat geçmeden tekrar uykuya teslim olmasından, gözlerindeki kızarıklıktan, çehresindeki solgunluktan, ağzına koyduğu bir lokma yemeği dahi yutamayıp damar yoluyla beslenmeye devam etmek zorunda kalışımızdan... Onu asla görmek istemediğim bir haldeydi, gerçek ve profesyonel bir tıbbi yardıma ihtiyaç duyarken onu buradaki insanların insafına bırakıyor olmak kendimden biraz daha nefret etmeme neden oluyordu. Zamanla olan savaşımda kendimle girdiğim yarışta yenik düşüyordum.

Odağım hiç olmadığı kadar dağınıktı bugünlerde, kendimi zorlayıp plan üstüne düşünmesem yaptığım tek şey Lexa'nın yatağının yanı başında bir sandalyede oturup onu izlerken ona ihtiyacı olan tıbbi desteği sağlayamıyor olmaktan ötürü vicdan azabı çekmek ve benimle görüşüp konuşmayı mümkün mertebe reddeden Sarp'ın akıbeti üzerinde düşünmekti. Canımdan çok sevdiğim iki insanı da solduran ve yıpratan bu aşağılık yeri bir an önce yakıp yıkamamak kendimi öyle aciz hissettiriyordu ki, kendimden utanıyordum. Elim kolum bağlıydı, isteklerime karşı sorumluluklarım dimdik ayaktaydı, verdiğim sözler tutulmalıydı ve bunların hepsi mümkün olan en kısa ve en doğru zamanda yapılmalıydı aksi taktirde çok şey kaybedecektim ve bedeli vicdanımla ödeyemeyeceğim kadar büyük olacaktı.

Kötüyü düşünmeyi reddettim elimden geldiğince, gözlerim böyle güzel bir manzaraya tanıklık ederken kötüyü düşünmek imkansızdı. Zira baktığım en güzel manzara benim gibi içinde fırtınalar kopan bir adamı dahi dinginleştirecek kadar şifalıydı. Usulca okşadım yüzündeki büyük maskenin izinin çıktığı hassas tenini acısını ondan almak isteyerek, göğsü düzenli aralıklarla kalkıp inerken kalp atışlarım pamuk ipliğiyle onun nefeslerine bağlıydı. Olur da bir nefes alışı dahi teklerse kalbim hemen ritmini bozuyordu ve o kısacık anda ölümle yaşam arasında bocalıyordum.

Garip bir heyecan da yaşamıyor değildim. Zorluklarla da olsa bir devrin sonuna yaklaşıyorduk, son düzlüğü geçtikten sonra bizim için yepyeni bir yaşam başlayacaktı ve ben şimdiden onun dünyayla kucaklaşması için ondan çok daha fazla heyecanlıydım. Vereceği reaksiyonlar, kazanacağı yepyeni deneyimler, istediği her şeyi yapabilecek olmanın özgürlüğüyle yeryüzünde cıvıl cıvıl gezinmesi için önümüzdeki günleri iple çekiyordum. Destek almak zorunda olmaksızın yeryüzünde nefes alıp annesiyle tanışacağı o günü onun için yakına çekmek istiyordum fakat bencillik etmemem gerektiğini yeraltındaki yatakhaneye her girdiğimde anlıyordum. Buradaki acı içinde kıvranan her deneği kurtarmadan özgür olamayacağız, bunu çok iyi biliyordum.

İnsanız, hata yapmak yaradılışımızın gereği ama böyle bir lükse sahip olmayışımız her şeyi daha kritik kılan. Atılacak tek bir yanlış adım, yapılacak tek bir uygunsuz hamle yalnızca felaketimiz olmaz aynı zamanda kıyametimiz olur. Belki yola Yaşam'ı kurtarmak üzere çıktık ama yolculuk boyunca çok daha kutsal bir gaye kazandık, yaşamın adıyla yaşatacağız onunla aynı kaderi paylaşan her bir deneği. Belki biz tanımadık onu ama buradaki her bir denek tanıdı, ona bir şeyler öğretti ve ondan bir şeyler öğrendi, onda izler bıraktı ve ondan izler kazandı. Onları kurtarmak demek Yaşam'a geç kalmamak demek. Kanı kurumuş dahi olsa asla yerde kalmayacak demek. Bugün buradaysak, Lexa'ya bakıyorsam bunlar hep Yaşam sayesinde. Tek dileğini gerçekleştirecek, uğruna canını verdiği o kızı yaşatacağım ben istediği gibi. Birlikte hayallerini kurdukları o diyarlara götüreceğim Lexa'yı. Yaşam da orada olacak, hissedecek ve özgür olacak çünkü Yaşam bu hayatta Lexa'ya iz bırakmadı, Yaşam'ın bu hayata bıraktığı iz Lexa'ydı. Ve buruk bir sevinçle söylüyordum ki, o başardı.

YASAK DENEYWhere stories live. Discover now