Bölüm 28|• "Vicdan Mahkemesi."

2.7K 239 329
                                    

Selamlar!

Çok özlemişim burayı, sizleri! Ben yokken aramıza bir sürü yeni okur katılmış, çok mutluyum. Artık kaldığımız yerden hızla hep birlikte devam edeceğiz. Sizleri seviyorum. Artık her cumartesi birlikte olacağımızı söylemekten de gurur duyuyorum.

İyi okumalar.🤍

✦✧✦

Yeni bir kararla taktik değiştiriyorduk, bu kez alınan karar oy birliğiyle değil oy çoğunluğuylaydı. Serra yüz ifadesini stabil tutmayı başarsa da aynı şeyi ne yazık ki beni ablukaya almış yakıcı bakışları için de söyleyemiyordum. Fakat elimden başka bir şey gelmiyordu, Sarp hesabımı da kitabımı da bozmuştu artık tek yapabildiğim şey aklıma gelen en mantıklı seçeneği doğaçlamaktı. Zaman lehime işlemiyordu.

"Maviş?" Diye seslendi Simge, koltukta yarı uyuklayan Atakan'ın bacağını sivri burunlu botuyla dürterek. "Karalara bürünmüşsün." Sesindeki eğlenir tınıyı bastırmak için tonunu alçalttı. "Hayrola, Karadeniz'de gemilerin mi battı?"

Atakan avucuna dayadığı yüzünü Simge'den yana çevirip gözlerini kıstı. "Geç dalganı, çingene seni."

Serra kin kusan bakışlarını Merih söze koyulduğunda benden ayırdı. "Alınma be oğlum, fena mı oldu bak düşmanı kendine aşık etmişsin. Elimizde bir kozumuz var artık."

"Evli barklı adamım, ne yapacağım adamın yatağına mı gireceğim?!"

"Yani..." Dedi Merih gıcıklığına. "Gerekirse düşünülebilir bir seçenek."

Atakan önündeki kül tablasına uzanıp Merih'e fırlatmak için pozisyon almıştı ki gülerek elinden çekip aldım. "Ne yapıyorsun?" Sinirden gözü seğirdi. "Kozu varmış elinde!" Elini Merih'e doğru salladı. "O kozu müsait bir yerine monteleyeceğim ben senin!"

Merih arkasına saklandığı koltuk yastığını kenara çektiğinde bu çıkış üzerine sessizce birbirimize baktık. İlk düşen Merih oldu, onun kahkahası Serra'nınkini, Serra'nınki benimkini, benimki de Simge'ninkini tetikledi. Atakan ise bize onu sırtından bıçaklamışız gibi hayal kırıklığı dolu bakışlar atarak önce sahte bir şekilde güldü, "Çok komik." dedi ve ardından aniden ciddileşti. "Malzeme çıktı size tabii, bir on yıl da bunun dalgasını yaparsınız."

"Ama oğlum." Dedim gülüşümün arasından zar zor soluklanırken. "Seni neden sadece erkekler seviyor lan?"

Belki Brendon ve Alvaro örnek gösterilebilirdi. Brendon kardeşini kıskandığı için Atakan'a durmadan burun kıvırıyordu Alvaro ise hiç kimseyi sevmiyordu ama onun dışında Atakan'a karşı olumsuz his besleyen hiç kimseyi tanımamıştım bu zamana kadar. Elini kaldırıp yüzük parmağını gösterdi bana orada alyansı olmasa da. "Evliyim lan ben evli! Karım hamile benim, çocuğum olacak, baba olacağım ben! Karım var, sevmiş beni! Sen kendi derdine yan nikah masasında hayır cevabı alan ben değilim!"

Kafasını ittim. "Onu karıştırma."

"Benim karım, nikah memurunun sorusunu gülerek evet diye bağırarak yanıtlamıştı."

"Öyle mi olduk şimdi?"

"Öyle olduk." Dedi burnundan soluyarak.

"İyi." Başımı salladım gülerek. "Jason'ın odasında olabileceğini düşündüğüm birkaç belge var, kendim gidecektim ama seni yollayayım en iyisi. Zaten adam dün seni beklemekten ağaç oldu, bahaneyle bir özür dilersin. Belki birlikte yine sıcak çikolatalı süt içersiniz." Sırıttım. "Artık sütü nasıl ikram eder orası onun hayal gücüne kalmış."

YASAK DENEYDär berättelser lever. Upptäck nu