Bölüm 19|• "Sarpa Saran Sert Rüzgarlar."

4.7K 388 464
                                    


Merhaba.🤍

Bu bölüm fena bir bölüm. Bol bol oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Okunma sayısına oranla oy ve yorumlar çok düşük kalıyor. Bana destek olmak istiyorsanız ellerinizi o yıldıza değdirmeniz yeterli.

Çok uzun bir bölüm oldu. Sınır koymak istemiyorum ama bence 100 oyu geçebiliriz.

Sizi seviyorum. İyi okumalar. 🤍✨

✦✧✦

Günün erken saatleriydi, Polonya dağlarının arasından göğe henüz yükselmeye başlayan güneş gökyüzündeki gri bulutların güne saçtığı kasvetli havayı parlak ışığıyla dahi silemiyordu. Dışarıda hakim olan sert rüzgar yüzünden bahçedeki ağaçlar şiddetle sallanıyor, öğlene doğru beklenen kar fırtınası şiddetinin haberini daha şimdiden veriyordu.

Kapının açılıp kapanma sesini işittiğimde arkamı dönüp bakma ihtiyacı hissetmemiştim ki bana doğru gelen adım sesleri, bıkkın bir nefes alma ihtiyacı hissetmeme neden oldu. Bugün hiç modumda hissetmiyordum kendimi.

Aheste adımlarla gelip yanımda durdu yaşlı adam. Gözleri bende değil, gökyüzündeydi. "Sıkıcı bir gün olacağa benziyor, ha?"

Dudaklarım benden bağımsız kıvrıldı. "Bir şey söylemek için erken."

"Şüphesiz." Dedi derin bir iç çekip. "Söyle bakalım neymiş seni bu saatte kaldırıp camın önünde hayatı sorgulatan derdin?"

İstifimi bozmadan kahvemden bir yudum daha aldım. "Orası seni hiç alakadar etmez."

Güldü sahte bir tonda. "Dostuz sanıyordum."

"Günün tavsiyesi: Benden sana dost olmaz, git ve şansını başkasında dene."

Bakışlarını üstümde hissetsem de ona dönmedim. "Kırıcı oluyorsun ama. Benim Jason ve Brendon'dan neyim eksik?"

Başımı sağıma çevirip ona baktım. "Onların dostum olduğunu kim söyledi?"

"Birinin söylemesi gerekli mi sence? Gözlerim var." Güldü. "Her yerde."

Başımı iki yana salladım. "Gözlerin bazı şeyleri iyi göremiyor o zaman." Boynunda bir iple sallanan gözlüklerini işaret ettim. "Bunları daha sık kullanmayı dene."

"Belki de, fakat senin benden daha çok ihtiyacın olduğu açık."

Bıkkın bir nefes üfledim dudaklarımdan. "Ne zırvalıyorsun yine? Baştan söylüyorum bugün hiç senin saçmalıklarını kaldırabilecek halde değilim. Benim asabımı bozmadan güzel güzel uzaklaş hadi."

"Ne kadar kaba bir davranış." Dedi sesindeki ayıplar tınıyla. "Ailen sana yaşlı insanlarla nasıl konuşman gerektiğini öğretmedi mi?"

Ona ters bir bakış attım. "Lütfen sabrımı zorlama. Baş ağrım yeterince canımı sıkıyor zaten, bir de sen tuz biber olma. Söz başka bir zaman sana doyasıya canımı sıkabilmen için geniş bir vakit ayıracağım."

Başını arkaya atarak "Cık." diye olumsuz bir mırıltı çıkardı. "Bugün çok güzel bir gün."

Başımı onaylamaz bir şekilde bıkkınlıkla iki yana sallarken içimden büyük bir sabır çektim. Benim derdim başımdan aşkındı, sanki fazlasına ihtiyacım varmış gibi her şey üstüme üstüme geliyordu. Daha fazla Ivan'a tahammül gösteremeyeceğim hissine kapıldığım gibi onu camın önünde bırakıp ortak salondan çıkmak üzere adımladım. Fakat çok geçmeden sözleriyle durmak zorunda kaldım. "Yeni arkadaşların sana pis geçmişlerinden bahsetmemişler anlaşılan. Haberdar gibi görünmüyorsun."

YASAK DENEYWhere stories live. Discover now