Bölüm 17|• "Sessiz Prenses ve Kara Şövalye."

5.3K 437 1.2K
                                    


Ay ay ayyy, şaka gibi ama uzun bir aradan sonra yine buradayım. Çok özledimmm.💙

Merak etmeyin yine upuzun bir bölümle geldim, umuyorum ki artık şu arayı kapatacağım.

Kavuşmamızın hatırına oy verip bol bol yorum yaparak beni mutlu etmeyi unutmayın. Gerçekten düşündüğünüzden çok daha fazla emek verip çoğu şeyden ödün veriyorum, karşılıklı birbirimizi tatmin edelim. Seviliyorsunuz.🦋🫶🏻

İyi okumalar...💙✨

✦✧✦

"Bu duyduğum en ama en kötü fikir! Bu adam ilk günden beri Atakan'ın açığını arıyor! Sen Alvaro'yu yumruklayıp tüm dikkatleri üstüne çekeli daha kaç gün oldu? Kusura bakma Görkem, hayatım boyunca ağzından duyduğum en saçma sözler bunlar! Jason'a güvenmek için kafayı peynir ekmekle yemiş olman gerekir! Senin aksine ben ona zerre miktar güvenmiyorum! Ya sizden şüpheleniyorsa, ya bir şeyleri çözmüşse?! Buraya geldiğimiz günden beri en çok dikkati siz ikiniz üzerinize çektiniz! Ya bu bir oyunsa? Ya Jason ikinizin işini bitirmek için sizi tuzağa çekiyorsa?!"

"Sandığın gibi bir tehlike yok. Evet, bu bir risk mi? Risk. Yürüdüğüm yola çıkmak bile bir riskti ama bazı yollar bazı şeylere rağmen yürünmeli. Anladığını biliyorum."

Elindeki lateks eldivenleri çıkarıp yüzünü ovaladı, ardından da kıvırcık saçlarını ince parmaklarıyla çekiştirdi. Gözlerini kapatıp sakinleşmeyi beklediği birkaç saniyelik sürede küçük yüzünde yorgunluğun izlerini çok rahat bir şekilde seçtim. "Neden beni anlamak istemediğini anlamak istemiyorum. Sizin için endişeleniyorum ve endişelerimde de sonuna kadar haklıyım. İki kişi çakal sürüsünün içine dalmaktan bahsediyorsunuz!"

"Bize güven, sorun çıkmayacak."

"Size güvenim tam, sizden yana hiçbir şüphem yok ama Jason olacak o herifi hiç gözüm tutmuyor. Anlamıyor musun beni rahatsız ediyor! Ve sizi gecenin bir yarısı asla çıkış yok dediği laboratuvardan kendi adamlarına karşı yapacağı bir operasyona götürüyor. Bu numaraya kim inanır be?!"

"Sen biraz fazla mı gerginsin?"

Rahat tavrıma kaşlarını çatıp önünde duran boş kan tüpünü bana fırlattı. "Sen biraz fazla mı rahatsın?!"

Kan tüpünü yüzüme çarpmak üzereyken yakalayıp ona uzattım. "Evet." Kan tüpünü elimden alıp sertçe masaya bıraktı. Sinirle inleyip taburesinden kalkıp yalnızca ikimizin bulunduğu laboratuvarda bir o yana bir bu yana yürümeye ve laboratuvarın içinde volta atmaya başladı. "Sence de bir anda Jason'ın ikinize de kendi adamlarından daha fazla güvenmeye başlaması tuhaf değil mi? Doğruyu söyle, bu mükemmel planda hiç mi aklına yatmayan kısım yok?"

"Haksızsın demiyorum zaten Serra, sonuna kadar haklısın düşüncelerinde ama korktuğun gibi bir şey yok. Olmayacak. Söz veriyorum."

"Senin sözün tüm tehlikeleri ortadan kaldırmıyor."

Kaşlarım çatıldı. "Ne zaman sözümü tutmadım?"

"Vücudunu delip geçecek bir kurşunu verdiğin söz engelleyemez Görkem."

"Şu konuyu kapatalım artık, geldiğime pişman oldum." Ölümcül bakışları beni vurduğunda dudaklarımı birbirine bastırıp teslim olur gibi ellerimi havaya kaldırdım. "Tamam tamam, daha fazla konuşmuyorum."

Ellerini beline yerleştirip bezgin bir bakış attı. Birkaç günde tüm düzeni şaşmış gibiydi, hepimizin içini sıcacık eden cıvıl cıvıl neşesinden eser yoktu bitkin yüzünde. "İsabet olur canım."

YASAK DENEYOn viuen les histories. Descobreix ara