Bölüm 32| "25 Aralık Çocukları."

2.3K 203 279
                                    

Selam, ben geldim!

İyi okumalar diliyorum.

Sonrasında okuyup mutlu olmam için bana bol bol oy ve yorum bırakmayı unutmayın.🤍

✦✧✦

Noel şüphesiz dünyanın her tarafında olduğu gibi Yasak Deney laboratuvarında da yılın en sevilen zamanıydı. Kırmızı ve yeşil renkleri tesisi sarmış, her yer renkli ışıklar, parıltılı süslerle bezenmişti. Ortak salonda konuşlandırılan büyük çam ağacını süslemeye çalışan ekip muhtemelen Jason foyalarını ortaya çıkardığından beri ilk kez bu kadar mutlu görünüyordu.

Felix'in yası uzun süre tutulmadı, eksikliğini hisseden tek kişi yorgun bir ifadeyle siyah kıyafetler içinde tesiste ruh gibi dolanan Benjamin'den başkası değildi. Kahkahalar yükseliyor, artan gerilimin Victoia ve Alvaro'nun arasındaki garip ilişkilerinin tanımı her neyse ona olumlu etkisi olmuşa benziyordu, ufak tefek öpücükler, gülüşlerle ağacı süslerlerken yeniden flört ediyor gibi görünüyorlardı, arada Victoria'nın bakışlarını yakalasam da farklı saflarda olduğumuzu benden çok daha iyi biliyordu. Haksız sayılmazdı farklı saflardaydık lakin ben onun zannettiği tarafta da değildim. Kahvemden bir yudum alarak yanımda oturup haberleri izleyen adama baktım. "Neden sabah akşam gözünü ayırmadan haberleri izliyorsun?"

"Rutinler."

"Seni hayatta tutan onlar değil mi?" Diye sorduğumda bakışları benden tarafa döndü. "Yeniliklerden ve değişikliklerden hoşlanmıyorsun, konfor alanının çapı çok düşük ama yine de sen onu benimsiyorsun çünkü orada hayattasın ve kendini her şeyden çok seviyorsun. İşte bu yüzden ilk ekipten geriye yalnızca sen kaldın." Ona göz kırptım. "Ben de gözlem yapmak konusunda fena sayılmam."

"Kendimi saklamaya çalışmıyorum."

"Sence de haklıyım yani varsayımlarımda."

Umursamazca başını salladı iki yana. "Bir kere kendi hakkında düşündüklerin canını yakmaya başladığında bir daha başkaları ne düşünecek diye tasalanmıyorsun çünkü hiçbir şey canını bundan daha çok yakamıyor."

Saatime bakıp yerimden kalktığımda Ivan'ın bakışları önüne döndü ve yıllardır bıkıp usanmadan yaptığı gibi kaldığı yerden haberleri izlemeye devam etti. Dün geceden sözleştiğimiz gibi Joanna beni Hans'ı ziyarete götürecekti, Lexa konusundaki soru işaretlerine cevap bulmama yardım etmek istese de aynı sonucu alamayacağım konusunda oldukça realistik bir tavırla uyarıyordu beni. Hayallerimin belkilerden ibaret olduğunun oldukça farkındaydım ve bunlar sorun teşkil etmiyordu çünkü bir kez bile olsa bir mucizenin gerçekleştiğine kendi gözlerinizle şahit olursanız bir daha kimse sizi imkansızların mümkün olduğuna inandıramıyordu. Yönünüzü bir kez içinizi sımsıcak eden güneşe çevirince karanlık gecelere dönmek istemiyordunuz.

Üçüncü kattaki terk edilmiş kata indiğimde Joanna'nın burayı Hans için nasıl yaşanılır hale getirdiğine hayret ettim, Jason'ın Lexa için yaratacağım ayrıcalık dolu bir dünyaya ikna olmasının asıl sebeplerinden biri de muhtemelen Joanna'nın Hans'a olan zaafıydı. Kaç günümüz kalmıştı geriye emin değildim fakat onun yeniden o çukura dönmemesi için elimden geleni yapacaktım. Kendi değerlerimden, duruşumdan ödün vermek anlamına gelse de Lexa için en iyisiyse göze alamayacağım hiçbir risk unsuru yoktu. O iyi olduğu müddetçe ben kötü bir adam olmayı kabullenebilirdim. Koridorda attığım adımların sesi kulaklarına ulaştığında Joanna bana tebessüm edip hattın diğer ucundaki kişiyle konuşmaya devam etti, aramızdaki mesafeyi kapattığım gibi telefondaki kişiye veda edip bana döndü. "Günaydın, tam zamanında."

YASAK DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin