- Atını çalmış sayılmayız... At seni istemiyordu ve seninleyken çok mutsuzdu... Şimdi aradığı huzuru buldu ve bizimle çok mutlu... (Yolun sonuna geldiğini düşündüğü için artık işi alay etmeye dökmüştü. Ne derse desin Yüzbaşı Benjamin' in dinlemeyeceğini anlamıştı ve son şakasını yaparak, ağır ifadeler kullanmadan da seni kızdırabilirim mesajı vermek istemişti Yüzbaşı' ya.)


    Neşesi oldukça yerinde olan Yüzbaşı Benjamin için rüzgâr tersine dönmüştü, Mürsel' in bu lafları onun tepesinin atmasına yetmişti... Fakat onu kızdırmanın da, Mürsel ve Angelina için çok daha kötü sonuçlar doğurabileceği gerçeği de vardı önlerinde. Öte yandan, Yüzbaşı Benjamin' in yaptığı giriş ise Angelina' nın bile moralini bozmuştu ve Yüzbaşı' nın şu anda sinir küpüne dönmesini de bir galibiyet olarak görmüyordu tabii ki... Yüzbaşı' nın birazdan, sinirleri biraz olsun yatıştıktan sonra karşılık vereceği de net olarak belliydi. Yüzbaşı Benjamin' in fiziken ya da konuşarak bir karşılık vermesini ya da aşırı tepki göstermesini engellemek için Angelina devreye girdi:


- Bak! Sen iyi bir adama benziyorsun... Belki bugüne dek birilerini öldürdün ya da ölmelerine önayak oldun... Ya da milyonlarca insanın hayatıyla oynadın... Ama özünde iyi bir adam olduğunu ve içinde bir yerlerde iyi bir adam yattığını görebiliyorum. Buraya nasıl sızdığımızı hiç merak etmiyor musun? Belki de sizden daha iyi teknolojilere sahip olan bir yerden geliyoruz ve bu nedenle bunu başardık. Neden arkadaş olmayı ve tüm bunları konuşmayı düşünmüyorsun? Güçlerimizi birleştirelim ve dünyayı iyilikle yönetelim... Bizden faydalanmak dururken neden bizi ortadan kaldırmak istiyorsun? Ani reaksiyonlar göstererek yanlış karar almak üzeresin! İşbirliği yapalım ve geçmişi unutalım...


- Kıçımı öpebilirsiniz...


    Yüzbaşı Benjamin daha önce, gerçek bir asker olmadığını ve rol yaptığını söylese de gerçek bir yüzbaşının inadına benzer bir şekilde şu anki inadını sürdürmekte kararlıydı. Yaptığı havalı giriş anından itibaren gerçek bir yüzbaşıyı aratmamıştı, rolüne iyice ısındığı belliydi. Yüzbaşı Benjamin' in bu son söyleminden sonra, artık kafasından geçenleri gizlemeden ortaya dökmek isteyen Mürsel' den bir cevap geldi:


- 2893 yılında bu tabiri hâlâ kullanıyor musunuz? Gerçekten insanları anlamak mümkün değil... İnsanlar bir yandan gelişirken bir yandan da eski moda alışkanlıklarını bir kenara atabilmeyi başaramıyor... (Bu yanıttan sonra alaycı bir kahkaha attı... Sinirlerinin bozulmaya başladığı ve ölüme giderken de kendi kendine eğlence yaratarak, kendisini yatıştırmaya çalıştığı söylenebilirdi, buna benzer bir hâli bir vardı.)


- Bunları çarmıha gerilirken de söylersin... Bakalım o zaman neler zırvalayacaksın... Bence bir kız çocuğu gibi ağlayacaksın ve ölmemek için yalvaracaksın!


- Neyden bahsediyorsun sen? Çarmıha germek de ne demek oluyor? Yani birini çarmıha germenin ne demek olduğunu biliyorum tabii ki ama bunun nereden çıktığını anlayamadım... Ayrıca bu cinsiyetçi söylemleri bir kenara bırakmalısın... (Şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırsa da cümleleri iyi toparladığı söylenebilirdi... Ama hâlen şaşkınlık içerisindeydi ve bu nasıl bir psikopatça öldürme yöntemidir diye düşünüyordu.)


- İsa' nın çilesini çekeceksiniz, onun yaşadıklarını yaşayacaksınız... Dünyada yaşanan olayların sürekli tekerrür ettiğine, birbirine benzeyen insanların benzer hayatlar sürdüklerine, dünyadaki lanetli anların bir süre sonra tekrar yaşandığına inanıyoruz, böyle olduğunu düşünüyoruz. İsa' ya yapılanları siz ikiniz tekrar yaşayacaksınız ve bu lanetli anları sizin üstünüze yıkacağız... Böylece ölmeden önce bir işe yarayacaksınız ve dünya üstünde yaşanmış en lanetli anlardan birinin kötü enerjisi gevşeyecek ve bizler de uzun bir süre rahat edeceğiz. O anları yeniden canlandıracağız ve İsa gibi birine yapılan gaddarlık, zorbalık gibi lanetlerin etkisi sizin üstünüze yıkılacak ve ardından da sizinle birlikte dünyadan gidecek, yani bir süreliğine bu lanetin etkisini kaldırmış olacağız.


- Nasıl bir kafa yapın var tam olarak bilmiyorum ama senin bünyende insanlık adına hiçbir şey kalmamış. Söylediklerinde belki gerçeklik payı olabilir: Yani şu tarihin tekerrür etmesi ve diğer şeyler hakkında söylediklerinden bahsediyorum... Ama tüm bunları tespit etmiş olman nedeniyle iyiliği seçmeliydin ve daha iyi bir insan olmalıydın, dünyada kötü olayların yaşanmaması için mücadele vermeliydin... Fakat sen dünya üstünde yaşanan tüm kötülükleri, güçsüz insanlara yıkma ve kodamanlar olarak rahat etme peşindesin. Evet belki rahat bir hayat süreceksin ama vicdanın nasıl rahat edecek? Belki bana, vicdan azabı duymayacak kadar kötü biri olduğunu söyleyeceksin ama emin ol ki senin de yumuşadığın günler gelecek ve yaptıklarından pişmanlık duyacaksın!


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now