"Ramsus'dan uzak dur. Sen ne hakla benim sevgilime vurursun. Sen büyük aşklar nefretle başlar yalanına inanabilecek saflıkta duruyorsun o yüzden kızıl sürtük, sevgilimden uzak duracaksın." işte bu duyduğumuz cümleden sonra hepimiz birbirimize girmiştik. Ben o esmer olana net bir tekme atmıştım çünkü atmasam içimde kalırdı. Beste'de kızlardan birinin saçlarından öyle bir çekmişti ki benim bile içim acımıştı. Mileyna'yı göremiyordum. Bu galiba boyundan kaynaklanıyordu. O sıra bizi ayırmaya erkekler geldi ve biri benim kollarımdan tutuyordu. İşte o sırada esmer olan kızdan bir tırnak yemiştim boynuma doğru.

"Beste bana vuruyorsun." diyen Kai mi ararsın? Kızların saçı diye Osman'ın saçını çekmemizi mi dersin bilemem ama en son kendimizi kızlarla birlikte Sofia Carter'ın odasında bulduk. Müdür yardımcımız olmasının dışında Matt'in annesi olması da ufacık bir detaydı.

"Sarah bu ikinci kavgan. İlkinde iltimas göstermiştim. Ama şimdi olmaz. Uzaklaştırma alacaksın."

"Ama hocam onlar?"

"Onlar ne Sarah onlar ne?"

"Hocam onlar tahrik etti bizi kavga için." dedi esmer olan. Bu kız benim sinirlerimi daha ne kadar bozacak?

"Evet bu Balım'ın boynundaki tırnak izlerinden, Beste'nin patlamış dudağından anlaşılıyor zaten. Şimdi çıkın odamdan!" diye sert ve yüksek sesi duyduğumuzda biz de kapıya yönelmiştik ki ;

"Siz değil kızlar ." işte galiba bu kızlar biz oluyorduk. Hepimizin başı öne eğikti ben yaptığımla gurur duymuyorum, duymamda, hiçbir zaman şiddeti seven birisi olmamıştım zaten ama bu kızların bunu haketmediği anlamına gelmiyordu. Bizi çok sinir etmişlerdi.

"Size yakıştıramadım kızlar. "

"Özür dileriz." dedik hep bir ağızdan.

"Bir daha olmayacak emin olabilirsiniz bundan hocam." diyen Beste'ydi.

"Olmamalı da zaten şimdi gidin bir revire gözükün ve haftasonu cezalısınız okuldasınız." demişti yine iyi ucuz yıtmıştık. Tam kapıdan çıkacaktik ki ;

"Balım sen kal." işte burda ki Balım malesef ben oluyordum. Ne diyecekti ki bana? Matt'ten hoşlandığımı anlamış mıydı? Kadının gözünde de kavgacı bir tip olarak kalacağım ya. Yanarım yanarım buna yanarım. Acaba oğlumdan uzak dur diye para mı teklif edecekti? Balım sen iyice Türk dizisine bağladın dedi iç sesim.

"Balım yarın cumartesi. Basketbol takımının toplu fotoğrafları, antreman fotoğraflarını sen çekeceksin okul sitesi için ve Matt'in daha sonra okul gazetesi için röportajı olacak o sırada fotoğraf işi de sende. Sana güveniyorum." dedi. Bana güveniyordu. Koskocaman bir vov şuan.

"Tabii hocam, yarın hepsini hallederim. İzninizle." deyip odasından çıktığımda derin bir nefes verdim. Bunu da atlatmıştım çok şükür. İşte tam o sırada telefonuma mesaj geldi.

"Revirde işimiz bitti, çardaktayız oraya gel." mesajı yollayan Beste'ydi ve böylelikle ben de çardağın yolunu tuttum.

***

"Ama bu işten en zararsız Milo'nun çıkması tam bir ironi değil mi?" diye sordu Beste, haklıydı. Kızda tek bir hasar yoktu. Birde bize bak tırnak izi mi dersin patlamış dudak mı dersin ne ararsan var.

"Boyu kurtardı Mileyna'yı. Kargaşa sırasında arada kayboldu gitti." bunu diyen Kai'ydi ve Mileyna şuan ona ateş saçan gözlerle bakıyordu.

"Balım biliyor musun revirde Beste'nin dudağına pansumanı kim yaptı?" dediğinde Mileyna gayet mantıklı olarak;

"Hemşire." dedim. Benim yapacak halim yoktu ya ?

ULUSLARARASI İLİŞKİLERWhere stories live. Discover now