Abis: on sekiz

856 131 103
                                    

April27, Prayer1 (remix)

April27, Prayer1 (remix)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁꧂

"Hangi akla hizmet, ayinde görüşürüz ayağı çektin ki adama?"

Carlo'ya doğru ofladım. "Çünkü onda beni gaza getiren, meydan okumamı sağlayan şeytan tüyü var."

"Sonuçlarıyla yüzleşmeye hazır mısın peki?"

Aynada kendime bakarken kalçalarımı sağa sola çevirdim ve düşük bel deri pantolonun  üstümde duruşunu inceledim. Üstümde göğüslerimin altına kadar inen sıfır kol crop vardı. Karnım, kıvrımım tamamen açıktaydı ve yara izlerim göz önündeydi. "Yüzleşmem gereken abartılı bir sonucu olmayacak."

"Kandır kendini tatlım, kandır kendini." diyerek ayaklarını masanın üstüne uzatarak koltuğuna yaslandı. "İçten içe köpek gibi istemiyorsan ne olayım."

Ona aynadan kötü bir bakış attım. "Her şey için elimdeki en iyi seçenek baş şeytan. Gücü ve... Görünüşü bir avantaj. Kişiliği için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çoğu zaman kaba, sapık bir pislik."

"Ondan hoşlanıyorsun."

"Ona çekiliyorum. Bunun bana ait bir his mi yoksa içimdeki gücü yüzünden mi olduğunu bilmiyorum." Carlo'ya döndüm. "Nasıl duruyor?"

Beni baştan aşağı süzdü. Kocaman sırıttı. "Baş şeytan seni yiyecek."

Karnım takla attı. Düşüncesi anlık bir ısı artışına sebep oldu. Derin bir nefes aldım. "Ya şu izler?"

"Her şeytanda iz var. Yabancılık çekmezsin."

"Ben şeytan değilim. Ayrıca izlerim öyle değil." dedim, kıpırdanarak. Kabarık, büyüklü küçüklü, şekilsizlerdi. Karnıma, boynuma, sırtıma ve belime dağılmışlardı. Başımı olumsuz anlamda salladım. "Neyse. Bunları gizleme sebebim Leserian'lığımdı zaten. Artık ne halt olduğum biliniyor." Kolumun iç kısmındaki ağaç dövmesine baktım; eskiden bir çiçeği vardı, Drayad'ları öldürdükten sonra onlarca çiçek açmıştı.

İç çekti. "Salla gitsin. Eğlencene bak."

"Sen baş şeytanla baya iyi anlaşırsın." Dudak büktüm. "O da eğlencesine bakıyor ve kışkırtmaktan zevk alıyor. Ayinin Venues ormanında olduğunu söylemiş miydim? Ormanın yüzde yetmişi Drayad ve meleklere ait. Ama umurunda mı? Hiç sanmıyorum. Hatta bence baskın istiyor."

"Korkusuz olması daha iyi, karşı tarafı şüpheye düşürür."

"Bir tür bok yoluna gidiyormuşuz gibi hissediyorum da göreceğiz artık." diye mırıldandım. "Ayrıca burada kalmama izin verdiğin için sağ ol."

"Yani... Üç gündür kanepemde yatıyorsun. Evime gelebileceğini söylemiştim. En korunaklı yerdir." Omuz silkti. "Ama sen bilirsin."

Onu daha fazla rahatsız etmek istemiyordum. Zaten benim için çok fazla şey yapmış gibi hissediyordum. Herhangi bir yerden benim yüzümden tehdit alabilme ihtimali sinir bozucuydu. Yine de, Behemoth'u şeytanlarla yalnız bırakmak ve ortalıkta görünmemek için elimden gelen en iyi tavır buydu. Üç gündür cehenneme uğramıyordum, bunu yapacağımı Behemoth'a söylediğimde bana kabaca saçmalamamamı söylemişti. İlk gün gitmediğimde zihnime bağırmıştı. Ben de sesini kesmesini söylemiştim. İkinci gün sinirlenmeye başladığını hissetmiştim. Siniri bana geçmişti ve ben de sinirlenmiştim; kordonlarımız aynı kesilmiş gibi davranmamasını, şeytanlarıyla ilgilenmesini söylemiştim. Bana, akıl vereceğime defolmaya devam etmemi homurdanmıştı. İşte. Aşırı kabaydı.

ARMANDO BEHEMOTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin