Giz: on bir

882 139 70
                                    

Merhaba herkese! Son bölüm üstünden epey zaman geçti, farkındayım. Bölümü okuduğunuzda fark edersiniz muhtemelen ama benim kalemimin tarzı da biraz değişti. Kız ve Öfkesi'ni okuyanlar net bir şekilde anlayabilir ki Alanzo Balaam, benim yeni tarzıma kıyasla tatlı ve masum sayılabilecek bir kurguydu. Belki de bu yüzden Armando Behemoth'ta seriyi yazmaktan uzaklaştım. Şimdi ise istediğim gibi şekillendirebilecek gücü kendimde buluyorum, kurguyu ben de biraz unuttum aslında ama hallederim hahajskdkd Düzenli bölüm gelecek diyemem fakat gördüğünüz gibi, yazmaya başladım. Bu da bir şeydir diyerekten iyi okumalar diliyorum🤣❤️

Soap&Skin, Me and The Devil

Soap&Skin, Me and The Devil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁꧂

Genişletilmiş yardımcı görevi.

Armando Bartolov Behemoth'un sevgilisiymiş gibi davranmak.

Bu, kendimle bağdaştıramadığım bir şeydi. Rol yapabileceğimden bile emin değildim. Prenses Lorainne etraftayken ne yapmam gerekecekti? Baş şeytanın koluna mı girecektim, ona sarılacak mıydım? Baştan çıkarıcı sözler falan mı fısıldayacaktım kulağına? Şeytanlarla nasıl sevgili olunurdu bilmiyordum ama tatlı bir şey olmayacağı kesindi.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu baş şeytan.

Ne mi düşünüyordum? Acaba ne düşünüyordum? Hafifçe öksürdüm. "Ne yapacağımı." dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Bir şeytanın sevgilisi gibi nasıl davranılır?"

Düşünceli, eğlendiğini belli eden hafif parıltılarla bana baktı. "Hiç eşin olmadı mı?"

"Senin oldu mu?" Duraksadım. Beni ilgilendirmezdi. "Sorumu geri alıyorum."

"Geri almana gerek yok, cevaplayamayacağım bir şey değil. Eşim olmadı." Turuncu gözleri öyle hararetli bir şekilde üstümde geziniyordu ki boğazım kurudu. Bana bakış şeklinde fazla bir şeyler vardı. Birden bileğimi tuttu, kendine çekti. Ona doğru yalpaladım. Tam ağzımı açmıştım ki, "Bir şeytanın sevgilisi gibi davranmanın kuralı yok. Basit bir temas içerebilir." dedi. Parmakları bileğimden yukarı doğru süzüldü. Dokunuşu hafif ama yakıcıydı, yakınlığı da öyle. Yüzüne bakabilmek için başımı kaldırmam gerekmişti. "Ya da bir öpücükle başlayabilirsin."

Başını eğdiğinde varlığı resmen etrafımı sarmaladı. Elimi kaldırıp dudağına koydum ama ben bunu yapmadan önce durmuştu zaten. Gözlerinde soru soran bir ifade belirdi. "Pardon. Öyle deyince öpeceksin sandım." diyerek elimi çektim.

"Öyle yapacaktım." dediğinde gözlerim büyüdü, elim tekrar havaya kalkarken bir anlığına dudaklarının kıvrıldığını görür gibi oldum. "Niye korktun?"

"Çünkü kokun üstüme siner. Üstümden atmak için banyo yetmez." dedim hızla. Elimi indirerek geriye bir adım attım. Masaya yaklaştığımı fark ettiğimde ellerimi arkaya yasladım. Rahat bir tavır takınmaya çalışıyordum ama gergindim. "Sırlarım olduğunda hemfikirdik, değil mi? Senin gibi kokarken saklanamam."

ARMANDO BEHEMOTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin