Giz: on

1.9K 230 126
                                    

Two Feet, Tell Me The Truth

13 Haziran, 2022

13 Haziran, 2022

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁꧂

Birinin düşünürken merdivenleri çıkıp inmesi garip bir şeydi; sanki telefonla konuşurken halıyı dört dönmek gibi. Lakin işe yarıyor olmalıydı ki Behemoth her dönüşünde Sabazios'u çağırıyor, emirler veriyordu. Baş şeytan ile ürpertici soylu şeytanın arasında değişik bir ilişki vardı. Sabazios ilk fırsatta kendine bile ihanet edecek bir deli gibi gözükse de emirleri eksiksiz yerine getiriyor, hatta ve hatta bazen mantıklı fikirler sunuyordu.

Hayat ilginç ilerliyordu benim için ama Behemoth daha ilginçti. Benimle pek konuşmuyor, sadece arada sırada bakıp duruyordu. Ardından düşünesi geliyor, bulduğu ilk merdivene yöneliyordu. Benim de etrafta olmamı söylüyor, çağırınca duyabilmemi istiyordu. Bu sebeple de koridorlardan birine bağdaş kurmuş ve McDonald's siparişimi yerken bir yandan da beklemedeydim. O bu durumdayken yaklaştığımda zihnimde duyduğum sesler yoktu; eğer bir milim daha merdivenlere yaklaşırsam zihnimin kaybolacağına emindim.

Çıkmak ve inmekle ilgili fısıltının Behemoth'la alakalı olması büyük ihtimaldi. Yine de yakınlaşma olmadan güç birleşiminin böyle bir şey yapabileceğini yani düşüncelerini duyurabileceğini düşünmüyordum. Mantıklı bir sebep bulamıyordum gerçekten, düşünmekten de kafayı yiyecektim.

Durgunluk hissettiğimde ürperdim ve etrafa bakınmak için başımı kaldırdım. Behemoth tam karşımda duruyor, bir şey demeden bana bakıyordu. Bekledim ve bekledim. Ardından ne yapacağımı bilemeden burgerı ona doğru uzattım. Başını iki yana sallayarak pelerinini savura savura yürümeye başladı.

Ayaklanmadan önce yemeğime bakıp sordum: "Yemeğim bitirince gelsem?"

"Olur." dedi arkasına bakmadan.

"Sana da alayım mı rastgele bir menü?" diye bağırdım. O kadar aç aç gezen birine sormadan bir tek kendime aldığıma üzüldüm birden. "Aynı yemeği ısırmaktan iğreniyorsan yani."

"Hayır." Duraksadı, sanki bu açıklamayı yaptığına inanamıyormuş gibi bıkkın çıktı sesi. "İğrenmem. Aç değilim sadece."

"Tamamdır efendim." diyerek baş parmağımı görmese de kaldırdım, ardından hızlı hızlı yemeye koyuldum.

Behemoth'un salonunu birkaç denemeden sonra buldum. Artık altı kaybolmakla sonuçlanan denemeden ziyade üç kaybolma sonrasında odayı bulabiliyordum. Koridorlar değişip duruyordu ama çözmeye yakınlaştığım bir mantığı vardı.

Behemoth'un tek olduğunu görünce direkt sordum: "Hiç musluk bulamadım. El yıkamak için. Bence bu bir eksik."

Bana duvarları gösterdi. "Şeytanlar için buradaki ateş su gibi, musluğa gerek yok." Ardından çenesini kaldırdı ve bana baktı. "Senin için de bir şeyler ayarlarım. Şimdilik al bunu," diyerek masadaki suyu uzattı.

ARMANDO BEHEMOTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin