Emma Lousie, Jungle
26 Nisan, 2022
꧁꧂
İçimde birinin öldüğünü hissediyordum. Bu parça bana ait değildi ama oradaydı, benimleydi. Acısını kendi acımmış gibi tadıyor, hisse karşı koyamıyordum. Yaratılışımın çarpıklığından mıydı bilmem ama ben hiçbir zaman çeşitli duyguları tatmış biri olmamıştım ve muhtemelen olamayacaktım. Aynı duyguların döngüsüne giriyor ve farklı seviyelerde tek tük duyguları gösterebiliyordum.
Beni merdivenlere seren, acıyla inlememek için kendimi sıktıkça çoğalan bu his geldiği hızla kayboldu. Gözlerimi açabildiğimde bir çift ayakkabı gördüm, ardından da başımı kaldırarak baş şeytana baktım. Yüzündeki ifade meraktı, kaşları havalanmıştı.
Ne açıklayabilen kelimelerim, ne de gücüm vardı. O yüzden sağ elimi hafifçe sallayarak "Önünüzde eğiliyorum, efendim." diye mırıldandım.
"Hım?" diye kaba bir ses çıktı dudaklarından.
Sendeleyerek ayağa kalktım ve ciğerlerimdeki acıyı atmak istercesine öksürdüm. "Teşekkür... Edecektim." Benimle birlikte yere düşen krem kutusu aldım ve gözlerinin önünde salladım. "Bunun için."
"Sürmeden etme. İşe yarayacak mı görelim." Merdivenleri inerken arkasından gelmem için işaret etti. Ben de bir yandan yürüdüm, diğer yandan kremi kollarıma sürmeye başladım.
Salonuna gireceğimiz sırada nefes nefese karşımıza çıkan Coatlicue'yi gördüm. Boynundaki zincirleri tutan küçük cinler de incecik sesleriyle derin nefesler alıyorlardı. Ciğerlerinin oksijene ihtiyacı olduğunu düşünmüyordum da neyse...
"Çıktım." dedi.
Baş şeytan ise umursamaz bir sesle konuştu: "Tebrikler."
Coatlicue krem sürüşümü kaşlarını çatarak izledi birkaç saniye, ona 'ne var' bakışı attığımdaysa varlığımı reddederek Bartolov ile ikisiymiş gibi konuşmaya ve onu takip ederek içeri yürümeye başladı. "Hatamın farkındayım, sormadan yapmamalydım ama yeniden doğuş... Beni acıktırdı. Sen de böyle hissediyor olmalısın, anlarsın?"
"Sanmam. En azından benden çalacak kadar açgözlü davranmazdım."
Kremi sürdüğüm yerler bir yandan kaşınıyor, diğer yandan iyileşiyor gibi görünüyordu.
Coatlicue kir pas içindeki güzelim elbisesini silkeledi. "Dersimi aldım... Zindanlar... Beklediğimden daha farklıydı. Labirentleri kurmamışsın, bunda yardımcı olabilirim."
"Git temizlizlen, Coatlicue."
Soylu şeytan, gözlerini kıstıktan sonra bir şey demeden başıyla onayladı ve hafifçe yalpalayarak avize gibi duran eklentilerini de beraberinde götürerek çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARMANDO BEHEMOTH
Fantasy•Baş Şeytan serisinin ikinci hikayesidir. •Yetişkin okurlar içindir. Armando Behemoth'un ölümü talihsizlik doluydu. Kaderin habersiz bir şekilde ondan aldığı parça, ölümüne yol açmıştı. Asırlar sonra diriltildiğinde bile eksikliği hala hissediyordu...