39. BÖLÜM

897 75 39
                                    


Helüüü gencolarımmmm. Nasınnız iyi misiniz. Söz veridiğim gibi üç ay sonra geri döndük...

Sizden fazla heyecanlıyım ben ayol. Şu an bu kitabı yazmayı ve size sunmayı özlediğimi hatırladım tekrardan.

Ve neredeyse 80.000 okunmaya ulaştık hepinize sayısız teşekkürler aşklarım. Beni bu yolda yalnız bırakmadığınız için ve daima destekçim olduğunuz için.

Ve bu üç ayı delirerek geçen bir okurum Rabia... O kadar heyecanlıydım ki bölümü bir tık erken atıyorum skakkskw

Umarım keyifli bir bölüm olur.
Keyifli okumalar.

(* ̄3 ̄)╭

Kalp sadece heyecanlandığı zaman hızlı atmazdı. Bazen korku her şeyin önüne geçerdi. Bazen sadece içinden vedalaşırsın sevdiklerinde. Kimsenin haberi olmaz sen giderken ama sen gidersin. Üzülürler senin ardından, vedalaşmadan gittin, diye hayıflanırlar. Oysaki sen vedalaşmışsındır bile. 

Gerçekler yüzüne çarptığında gözlerinin içinde bir çift ateş belirdiğinde vedanı çoktan etmişsindir.  Benim ateşim hangisiydi, Kimdi? Beni yakan çok kişi vardı hangisi benim gerçek ateşimdi nerden bilecektim?

Kalbim hızlı atıyordu çünkü korkuyordum. Korkuyordum çünkü yanımda kimsem yoktu. Yüzbaşım yanımda değildi. 

Göz bebeklerimde kırmızı bir buton ve kızıl saçlar vardı. Sesim çıkmıyordu. Uçurumun kıyısında elim ayağım bağlanmıştı. Birinin beni sırtımdan itmesini bekliyordum.  Zincir vurulmuştu bedenime. 

Kafamda bir urgan ile birinin ayaklarımın altındaki tabureyi itmesini bekliyorum sanki. O kadar vazgeçmişim kendimden. 

Kalbim korkudan hızlı atıyor sonra aklıma onun bataklığı andıran kara gözleri geliyor. Sakinleşiyorum unutuyorum birazdan buranın patlayacak olmasını. Onun aklımda edindiği yer, hayal edince sakinleşen bedenim diğer tüm kötü duyguları yok etmeye yetiyor zihnimden. 

Yanan genzimle burnumu çekerken onu düşünmek yetiyor dudaklarımın yana kıvrılmasına. Öyle bir etkisi var üzerimde. 

Ben belki de birazdan öleceğim. Bu gerçek zihnimde onun tam yanına düştüğünde dudaklarım dümdüz oluyor çünkü onun bensizliğe dayanamayacağını biliyorum. Kahrolur, üzülür, yapamaz.

İçini tam anlamıyla bilmiyorum daha ne kadar kötü olur bilmiyorum. Onu bensiz bırakmak istemedim. Bensizlik düştü aklıma. Korku tekrar tüm bedenimi sarmaşık misali kavradı. Onu bensizlikle, beni onsuzlukla sınadı.  Bedenimdeki sarmaşıklar sıkılaştı beni boğmaya başladı. 

Sol gözümden bir damla yaş aktığını fark etmedim bile.  

"Bir masal, fıkra, fabl yazılır eğlenceli yazılır çocuklar için. Biz artık çocuk değiliz masallara inanamayız. Onların mutlu sonuna kendimizi kaptıramayız. 

Bir roman yazılır belki de bir şiirdir o. Roman kötü sonla biter kız ölür. Şiir'i sevdiği kadına yazmış adam. Artık hayatta olmayan sevdiği kadına armağan bırakmıştı o şiiri. O adam da bir gün ölecekti, belki unutacaktı hasta olup ama yazdığı şiir hep ona bıraktığı armağan olarak kalacaktı. Sözler uçardı, unutulurdu ama yazı her zaman bir yerle belki üstüne basılmış ezilmiş bir kağıt parçasında varlığını korurdu. 

Başka biri o kağıdı bulur ve armağanı bilmeyerek anmış olurdu. Biz masalların mutlu sonuna kanamayız biz ancak romanların kötü sonlu şiirlerin armağanı oluruz."

YEŞİL YURTWhere stories live. Discover now