YEŞİL YURT

19. BÖLÜM

Seloo gencolar evet evet kısa bir bölüm ama güzel bir bölüm. Dün gece bölüm yazacaktım normalde ama yazamadım kusura bakmayın Hastaneden döndükten sonra çok yorulmuştum yemek yiyip uzanacaktım ama son dakika anneannemi hastaneye kaldırmışlar. annem ve ablam oraya gitti. Ayrıca tüm dişlerim sızlıyordu. 

Tel kontrolüne gitmiştim kız ağzıma takacağı teli yere düşürdü. wtf? Yetmedi. yetmez. teli taktı dezenfektanlayıp. Sonra teli dudağıma sıkıştırmadı mı az kalsın dudağımı yırtacaktı. Sonra yetmez durun telin fazlalıklarını kestiği bir alet var onu da ağzımın içine düşürmesi yok mu? Var tabiki. 

Bir de iki saat o teli geçiremedi elleri zangır zangır titriyordu.  baya bi baskı yaptı dizşlerime o yüzden de akşam dişlerim çık ağrı yaptı normalde yapmıyordu. Hap içtim o bile fayda etmedi yav.  Ekmek bile çiğneyemiyorum şu anda. Hala ağrıyor be. Neyse size keyifli okumalarrr. Oy vermeyi ve yorum yapmay dont forget

(∩^o^)⊃━☆

Annemin sesi yüzbaşıyla aramızda olan tüm havayı, romantizimi alıp götürürken bir yandan lanet edip diğer yandan teşekkür ettim. Söyleyemediğim için lanet okudum ama söylesem de yüzümü nasıl kızarmadan tutacağımı bilmiyordum. İşte bu yüzden de teşekkür ettim. Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi sıkıca yumdum. 

Annemin sesi tüm  bu havadaki etkiyi bozmuş olabilirdi lakin yüzbaşının bana olan yakınlığını bozmaya yetmemişti.

"Söylesene küflü hemşire." Dedi yüzünü yüzüme biraz daha eğildiğini hissettim. "Açsana gözlerini Doğa." Gözlerimi sıkmayı bırakıp yavaşça araladım ve onun kara gözleriyle karşılaştım.  Memnun olmuşçasına yüzüne bir gülümse oturttuktan sonra dilini önce alt sonra üst dudağında gezdirdi.  Gözlerim bir anlığına kara gözlerinin aksine parlayan dudakların kaydı. Bende istemsizce dudaklarımı yaladığımda. "Sen gerçekten iflah olmazsın." Dedim ve gözlerimi zorda olsa dudaklarından ayırıp gözlerine dikebildim.

Onun da gözlerinin yaladığımdan dolayı parlak görünen dudaklarıma kaydığını gördüm. Sağ baş parmağını kaldırıp alt dudağımda gezdirdi. "Erdem." Dedim itiraz edercesine. Kalbim dayanmazdı gerçekten dayanmazdı. Onu şu an deli gibi öpmek istiyor olabilirdim ama kalbim bu kadarına dayaanamazdı. "Hıh?" Diye bir ses çıkardı. Kendinde değil gibiydi, kendini kontrol edemiyormuş gibi bir hali. "Ne yaptığının farkında mısın?" Diye sordum . "Ben iflah olmam." Dedi sadece. Gerçekten şu an kendi iradesiyle haraket ettiğinden şüpheliydim. 

"Doğa hadi." Annemin sesi kapının önünden geldiğinde kendimi hemen toparlayıp  ellerime yüzbaşı göğsünden itekledim. Affalamış bit ifadeyle geriye doğru adımladı. Annem içeri girdiğinde sedyenin üzerinde duran çantamı alıp yanına ilerledim. "Hadi gidelim." Dedim anneme ama onun gözleri arkamda olduğunu düşündüğüm Erdem'in üzerindeydi. "Erdem oğlum iyi misin?" Annem böyle sorunca Yüzbaşının nasıl göründüğünü merak etmiştim. Arkamı dönüp baktığımda kşlarını çatmış aval aval bize baktığını gördüm. Hala etkisinden çıkamamıştı belli ki.

Adam bordo bereli  ama bir kendini toparlayamadı gitti. Bordo bereliler neler neler yapıyorlardı. Ne yani az önce yaşananların etksinden mi çıkamamıştı? Bunları düşününce garipsercesine yüzümü buruşturdum. Gözleri tekrar beni bulduğunda kaşlarımı kavaya kaldırdım. Birkaç saniye sonra boğazını temizleyerek  yalandan öksürdü. "İyi, iyiyim ben sağolun."

"Emin misin?" Diye sordu annem. "Çok iyi görünmüyorsun." Annem gözlerini bna çevirdiğinde yalandan gülerek başımı kaşıdım. 'Ne haltlar yediniz' Bakışı atıyordu tek kaşını havaya kaldırıp. Dudaklarımı büzüp başımı iki yana salladım. Bu da 'Her şey normal sadece sohbet ettik.' Haraketleriyidi. Ne var yani birazıcık yakınlaştıysak. "Yok yok bir görev vardı da onun hakkında bir şey takılmıştı aklıma iyiyim." Dedi yüzbaşı. Yalana bak yalana. Aynen görevle ilgili şeyler takıldı aklına. Bak bak hoppa. Bence bordo bereliler iyi rol yapıyor olmalı. Yüzbaşı hiç iyi yalan konuşamıyorsun yani kusura bakma da.  Derin bir nefes alarak. "E hadi anne babamı bekletmeyelim." Diyerek başımla kapıyı gösterdim. "Babanın azıcık işi vardı gitti bizi Erdem oğlum bırakır." Duyduğum şey karşısında birazıcık şaşırdım ardından sahte bir gülümsemeyle. "Aaa ne güzel ne güzel." Diyip. Odadan çıktım.