6.BÖLÜM

3.7K 288 125
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı yorum yapmayı eksik etmeyin gencolarr

Neredeyse yarım saat erken atıyorum değerini bilin sksskwşkdjs

Bu arada bugün 3k olur muyuz ha? Lütfen olalım şu an 2,75 biniz her şey sizin elinizde aşklarım bugün beni 3k yapın.

--

Yazar anlatımı:

Doğa elinde dosyayla odadan çıktı. Halil Albay bir gariplik sezmişti bu kızda ama bir şey demedi. Üniforması, beresi, saygısı her şeyi olması gerektiği gibiydi ne olabilir ki, diye düşündü

Onu denemek için "Neden?" Diye sormuştu ve Doğa'nın cevabı onu ikna etmişti çünkü burada operasyon dışında kalanlara bilgi verilmezdi.

tam o sırada içeriye Yüzbaşı Erdem ATEŞ girdi.

Albayın yanında durup "Yübaşı Erdem ATEŞ." dedi ve baş selamı verdi. Albay kaşlarını çatarak Yüzbaşına baktı. "Erdem senin odanda olman gerekmiyor mu?" Erdem' de kaşlarını çattı.

"Neden komutanım?" Diye sordu Erdem.

"Az önce üsteğmen Aylin KAYRA geldi ve senin operasyon dosyasını istediğini söyledi." Dedi. Albay da ayakanmıştı.

"Ne zaman?"

"Şimdi çıktı buradan."

Bir şeyler ters gidiyordu her ikisi de bunun farkına varmıştı.

"Komutanım ben sadece kendi timimdekilere görev veririm ve benim timimde Ayln Kayra adında bir üsteğmen kesinlikle yok." Dedi.

Biri dosyayı almıştı. o dosya çok önemliydi kimsenin eline geçmemesi gerekiyordu özellikle de bir teröristin.

Albay hemen tüm askerieye anons ettirdi.

"Dikkat Kendini Aylin Kayra adında tanıtan yeşil gözlü, kahve saçlı bir terörist içeride çıkmasına izin vermeyin elinde siyah dosya var."

^^

Doğa Elçeri:

Bedenim bir buz kütlesi gibi kaskatı kesildi. Böyle bir ihtimali hiç düşünmemiştim, kimse düşünmemişti. Şimdi ne olacaktı? Yakalanmış mıydık?

Raif'in söyledikleri belirdi zihnimde.

"Bombanın kumandası oradaki adamlarımdan birinde olacak. Hepsi seni bir köşede izleyecek eğer yalnış bir haraketin olursa BUM!"

Her şey ağır çekimde ilerliyordu sanki. Yüzbaşı üzerime doğru yürüyor ama kaplumbağa gibi. Oysa ki her şey o kadar hızlı gerçekleşiyordu ki.

Şu kısacık zamanda kendimi toparlamayı başarabilmiştim. kendime gelmemi sağlayan şey ise Raif'in. "BUM!" Demesiydi. Bu bir emirdi, *patlat* emriydi. Raif'in sesiyle yerimde sıçrayıp Yüzbaşı yanıma tam olarak gelemeden boş olan elimi kaldırıp ona * dur işareti yaptım.

Tabi bu onları etkilemezdi etkilemedi de taki ben üstümde ki üniformayı çıkartıp içimde ki canlı bombayı gösterene kadar. Orada ki tüm askerler silahlarını çıkartıp benim üzerime doğrulttular. Ben asker olsam böyle bir durumla karşı karşıya gelsem hiç şüphesiz aynı onlar gibi yapardım.

Gözlerim yanmaya burnum sızlamaya başlamıştı. Şu an ağlamak istemiyordum hiç yeri ve zamanı değildi.

Bombanın hala patlamamış olması da garibime gitmiyor değildi. Emri vermişti niye patlatmıyorlardı.

"Nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyorum." Raif'in sesi kulaklarımı doldurdu. Zihnimi okumuş gibi çat diye vermişti cevabını.

"Yaklaşmayın." Dedim onlara.

YEŞİL YURTWhere stories live. Discover now