Kınalı Parmak

Dokuzuncu bölüm: Eksik Parça (part 3 )

Çatı katında benim odam hariç bir odamız daha vardı. O odaya almışlardı görüşmeye gelen çocuğu. Yavaş yavaş ilerledim kapının önüne kadar. Zaten yolda kısa olduğu için çabucak bitti. Gerginliğimi atmak için nefes verdim dışarıya. Yavaşça içeriye girdim. Kafası önünde bekliyordu beni. Kapıyı açık bırakarak karşısında bulunan koltuğa oturdum. Saçları kahve ve kestane rengi karışık bir renkti. Yüzünü henüz göremediğimden yüzüne nasıl durduğunu bilmiyordum.
Bir süre konuya girmesini bekledim. Sessizliğin ardından "selamun aleyküm" dedi sadece. " Aleyküm selam" diye karşılık verdim. Sonunda konuya gireceğini düşünüp sevindim. Ama malesefki yanıldığımı gösteren o sessizlik yerini buldu gene.. Bu durumdan pek hoşlandığım söylenemezdi. Çünkü konuya benim giriş yapmam icap ediyordu . Bir yandanda hoşuma gitmiyor değildi. Eğer kızlarla çok alakası olan biri olsaydı benimle de rahatlıkla konuşabilirdi. Ama diğer erkeklerin tersine çok çekingendi. On dakikadır bu odadaydık. Bir kere bile kafasını kaldırıp bakmamıştı bana. Buda aldığı aile eğitiminin mükemmelliğini gösteriyordu. Böylece burada oturamayacağımıza göre,konuya benim girmem gerekiyordu. Bende mecburen gerekeni yaptım. Her görüşmede olduğu gibi genel soruları sordum. Oda az ve öz bir şekilde cevapladı. Hassas olduğum namaz konusunu ve kötü alışanlıklar konusunuda eklemiştim sorulacaklar listeme. Tam istediğim cevapları verdi. Aldığım cevaplardan memnundum. Belliki benim hassas olduğum konularda oda hassastı.. Aklıma soracak birşey gelmeyince sırayı ona verdim. Toparlanmaya çalıştı önce sonra kafasını hafifçe kaldırdı. Artık kirli sakalını, ince kaşlarını ve uzun kirpiklerini görebiliyordum. Biraz daha kaldırdı kafasını. Bir yere bakıyordu şaşkınca. Kafası hafif eğik olduğundan nereye baktığını tam seçemiyordum. Aniden kaldırdı kafasını ' kınalı parmak ' diyerek. Gözleri fal taşı gibi açılmış, toprak rengi gözlerini suratımda gezdiriyordu. Ne olduğunu anlamamıştım. Sanki tanıdığı birini yeniden görmüş gibi şaşırmıştı. Daha önceden tanışıyormuyduk ? Ben hiç hatırlamıyordum. Tanıyor olsa adımı söylerdi değilmi ? Neden kınalı parmak demişti ki ?