Beşinci bölüm: Kınalı Parmak (part 2)

14 1 0
                                    

Gözlerinin baktığı yerde biri vardı. Tanıyormuydu bu kişiyi ? Ondan mı çatmıştı yoksa kaşlarını? Öyleye benzemiyordu. Anlamaya çalışır bir hâli vardı.. Baktığı kişinin kız olduğu siyah feracesinden anlaşılıyordu. Ama yüzü dönük değildi. Elindeki şemsiyesinden dolayı tanınması dahada zorlaşıyordu. Bir dakika! Ama o kıza bakmıyordu ki! Başka bir şeye takılmıştı gözleri. Şemsiyeye bakıyordu. Şemsiye de onu bu denli sersemletecek ne olabilirdi ki ? Tabi ya.. Şemsiyeye bakmıyordu. Şemsiyeyi tutan eldi dikkatini çeken. Birşey olmalıydı, yoksa hiç âdeti değildi Sina' nın! Bırakın bir kızı incelemek, o tarafa doğru kafasını bile çevirmezdi hiçbir zaman. Edepli ve güzel gönüllüydü Sina. Öyle çarşılarda bezi olmazdı.. Ama şimdi ne olmuştu da kurallarını aşıyordu ?
Bir anda aklına gelenlerle çekti kafasını o taraftan. Şimdi yüzündeki şaşkınlık gitmiş, yerini düşüncelere bırakmıştı.. Yağmura aldırmadan çıktı sığındığı evin gölgesinden. Hızlı adımlarla uzaklaştı olduğu yerden..
Hızlı hızlı yürüyor, aklındaki düşünceleri savmaya çalışıyordu.. Başarısız olduğuna kanaat getirmiş olmalı ki, kendini sesli sesli uyarıyordu artık. Cümlelerinin içinden duyulan sesler ".. kınalı parmak.. kınalı parmak.." dan ibaretti.

Kınalı Parmak Where stories live. Discover now