On dokuzuncu bölüm: Hanımcılık ( part 2)

5 1 0
                                    

Dualar yapıldıktan sonra küçük bir ikram verilmişti. Ben kadınların yanında, Sina da erkeklerin yanındaydı. Bu kargaşada baş başa kalamadığımızdan yanıma gelmek için fırsat kolluyordu. İçerdeki boş tabakları mutfağa getirmesinden anlıyordum bunu. Bir geldi,iki geldi. İnsanlar damada iş yaptırıyoruz sanmasın diye üçüncüde yanına gitmek zorunda kaldım. Aslında bende onu özlemiştim. Ama arkamdan bakan kızlar sinirimi bozuyordu. Tamam merak ediyorlardı,biliyordum. Ama genede hoşuma gitmiyordu işte. Özgür değildim. Ve eğer benim deli kocam herzamanki gösterilerinden birini sergilerse utancımdan yerin dibine gireceğimide biliyordum . O yüzden ayak diretip durmuştum. Ama herşey istediğim gibi gitmediği için şuan elimden gelen tek şey dua etmekti. Öylede yaptım ona doğru giderken.
- Nerede kaldın? Biraz daha gelmeseydin dolu tabaklarıda getirecektim.
- Sinaa ! Getirme tabak falan. Onun için geldim zaten. Millet yanlış anlayacak !
- Ne anlayacakmış bakiyim millet ?
- Yeni damadı çalıştırıyoruz sanacaklar.
- Sansınlar. Eminim herkes senin için tabak taşıdığımı anlamıştır.
- Sus duyacaklar şimdi!
- Ne var canım , karım degil misin ? Yeri geldimi tabakta taşıyacağız bardakta. Hanımcılık bunu gerektiriyorsa onada varım.
- Sinaa !
- Bak eline . Üstelik artık sözlüyüzde. Sıralama biraz garip olsada nişanemizde var artık.
- Sana birşey söyleyeyim mi?
- Söyle
- Şuan bizi izliyorlar. O yüzden şimdi gitmen gerek.
- Biliyorum izlediklerini..
- Biliyormusun !
- Evet
- Bildiğin halde rahatsın baya !
- Anlaşıldı anlaşıldı.. Sana sürekli hatırlatmam gerekiyor.
- Neyi ?
- Karım olduğunu..
- Sina !
- Tamam hadi tamam. Sen utanma yer fıstığımm..
Utanma derken utandırmasa olmuyordu sanki. Zorla gönderdim sonunda. İnşallah konuşmamız duyulmamıştır diye dua ederken geçtim içeri. Beni ele veren ve bana inat toparlayamadığım sırıtışımda benimle beraberdi.

Kınalı Parmak Where stories live. Discover now