Ayrılmaz mıydı?

Kaç gündür yüzüme bakmıyor...

"Yani–" diye bir şeyler geveledim ağzımın içinde.

"Anlat bakayım sen ananeye neler olduğunu. O gece de Esved'le neden kavga ettiğini anlatmamıştın öyle kaynadı arada. " Elini sıcak bir şekilde yeniden yanına oturmam için pat pat yapsada kitapları toplamakla meşguldüm.

"Çok ödevim var." Dedim "Ama daha sonra söz." Artık ne anlatacaksam.

Sonra odadan çıkmadan bana gülümseyerek kadına son bir kez baktım. Düşünmedim. Bir an düşünsem vazgeçip giderdim. Ama düşünmedim ve gerisin geri yatağımın ucuna onun yanına kadar yürüdüm.

"Sana sarılabilir miyim?" Diye sordum çekingen bir tavırla.

Hiç beklemeden beni kollarının arasına çekti.

"Kırk yıl düşünsem kendi doğrulduğum çocuğun bana sarılmak için izin isteyeceği aklıma gelmezdi. "

Kollarını sıkıca etrafıma sarmıştı. Bu sıcak hissetirdi. Gözümden bir damla yaş akarken ona çaktırmadan sildim hızlıca.

"Sen bir duygusal oldun bugünlerde sanki."

O ne olduğunu anlamamış bir şekilde benimle konuşuyordu. Ama bir bilseydi şu an neler hissettiğimi...

Daha sıkı sarıldım ona açık pencereden görünen yıldıza baktım. Dudaklarımı oynatırken 'Bunu anneme götürür müsün?' diye fısıldadım. Sonra onun bir daha konuşmasına müsaade dahi etmeden tek elimde tuttuğum tüm kitaplarla odadan kadar gibi çıktım. Öyle ki üzerime geçirecek bir hırka almaya bile fırsatım olmamıştı. Hâlâ okul formasıyla duruyordum. Çok güzel. Aferin sana Farah aferin. Böyle mi gidecektim şimdi oraya? Odaya da geri dönemezdim artık. Şap diye kadına sarılmıştım. Şimdi geri dönersem şakır şakır dökülürdüm her şeyi.

Yapacak bir şey yoktu. Olduğum halde çıkıverdim evden. Evinin yolunu biliyordum. İlk gün kaçarken onun evinin önüne kadar gitmiştim. Bu tesadüf müydü bilmiyorum ama o gün oradan geçtiğim için mutluydum. Çünkü kimseye onun evinin nerede olduğunu bilmediğimi söyleyemezdim.

Hava çok soğuk olmamakla birlikte tenimde hissedilir bir serinlik vardı. Zaten midem kötüydü şimdi bir de soğuk alırsam hiç iyi olmazdı. Bu yüzden adımlarımı daha da hızlandırdım.

Evi çok uzak değildi. Bu yüzden gelmemde uzun sürmemişti.

Acaba ailesi evde miydi? Ya da kendisi evde miydi ki? Çat kapı çıkıp gelmiştim. Çat kapı çıkıp gelmiştim. Eminim numarası rehbere kayıtlı olmalıydı. Ama onun yerine koşa koşa buraya gelmiştim. Ne vardı sanki bu kadar heyecan yapacak? Alt tarafı artık adını öğrenmiştim.

Giray.

Kapının önünde dikilirken çalıp çalmamak konusunda kararsızdım. Ya beni yeniden terslerse ya niye geldin derse?.. Bu kötü bit fikirdi belkide. Çünkü beni yeniden terslerse bir daha asla onun yanına yardım istemeye gelmezdim. Ama eğer o kadının dediği kadar yakınsakta bana yardım edecek tek kişi oydu.

Yumruk yaptığım elimi kapının üstüne koydum ama çalmaya cesaret edemedim. Buraya kadar gelecek cesaretim vardı ama kapıyı çalacak cesaretim yoktu.

ÇOKLU OLASILIK Where stories live. Discover now