¹⁰

282 42 38
                                    

Bence zor olan yalan söylemek değildi. Çünkü pek âlâ herkes yalan söyleyebilirdi. Zor olan kısmı bu yalanı devam ettirebilmekti. Zor olan o yalanın altından kalkabilmekti.

Telefonu elime alıp açtım. Esved'in numarasını bulup ona 'Partiye gidiyoruz. Zeynep beni aldı orada görüşürüz.' diye bir mesaj attım.

Açık adresi bilmiyordum. Ve eğer biraz şansım varsa Esved adresi biliyordur. Çünkü beni ararsa ona ne diyeceğimi bilmiyordum .

Yazdığım mesajı sildikten sonra telefonu yeniden Zeynep'e verdim.

"Melek'i gördün mü bugün?" Diye soran Zeynep dikkatimi yeniden ona vermemi sağladı.

Dikkatim çok dağınıktı. Kendimi bu boyutta uyanık bulduğumdan beri anlık ruh hâli değişimlerinin kurbanı oluyordum. Bir an kendimi ana bırakıp mutlu olmak istiyordum bir an bu insanların birer yabancıdan ibaret olduğunu hatırlıyordum. Üstelik kendi ailemi çok özlüyordum.

"Evet. "

" O da orada olacak biliyorsun değil mi?" Bir sorundan bahsedermiş gibiydi.

"Sorun yok." Dedim . Farah'ın, Melekle arasının baya kötü olduğunu Zeynep'in şu anki halinden anlayabiliyordum. Onunla aynı ortamda bulunmak istemeyecek kadar ne yaşamış olabilirlerdi?

                            💫⏳

Parti alanına gelmiştik. Zeynep arabasını park eder etmez yukarı çıkmıştık. Burası epey yüksek bir yerdi. Bu hoşuma gitmemişti.

Etraf aşırı kalabalıktı. Kalabalıktan nefret ederdim. Açıkçası eğlenmeyi seviyordum ama bu kadar çok insanla değil. Ayrıca her yer sigara, alkol ve kusmuk kokuyordu. Üstelik parti daha yeni başlamıştı.

"Beni Giray'ın arkadaşlarıyla tanıştıracaksın öyle değil mi?" Diye sordu yeniden bir milyonuncu kez.

Artık avazım çıktığı kadar Giray kim diye bağıracaktım.

"Hı-hı" dedim kaçamak bir cevap vererek. Başka ne diyebilirdim.

"Ay gel Selinlerin yanına uğrayalım." Deyip daha cevabımı vermeden beni bir köşeye doğru çekiştiren Zeynep'in peşinden gittim.

Keşke Esved'e burada olsaydı. En azından onun yanında daha rahattım. Ve eminim şu an burada olsa beni tanımadığım bir yığın arasına doğru sürüklüyor olmazdı.

Hiç birinin ismini bilmiyordum. İsmi bırak kim olduklarını dahi bilmiyordum. Ama biliyordum ki onlar beni çok iyi tanıyor.

"Selam." Dedi Zeynep kendini yerdeki armut minderlerden birine bırakırken.

Ben onun aksine arkamdaki bar şeklinde üzerinde içki duran standa yaslanmayı tercih ettim.

"Nerelerdesin kaçak?" Diye bir soru sordu Zeynep 'in hemen yanında oturan kız. Muhtemelen kaç gündür okula gelmeyişimden bahsediyordu.

"Hastaydım biraz." Dedim . Evde Farah'ın annesine bu durumdan kimlere bahsettiğini sormuştum. O da hiçbir arkadaşıma haber vermediğini söylemişti. Zeynep ise Esved ile olduğumu düşünüyordu.

"O zaman iyileşmenin şerefine." Diyip elinde tuttuğu votkalardan birine bana doğru uzattı ama gülümseyerek bunu geri çevirdim.  Ve benim yerime ikisini de içti. 

ÇOKLU OLASILIK Where stories live. Discover now