¹⁴

230 38 45
                                    

Kalbimi hızlı bir telaş sardı. Yakın mıydık yani biz onunla? Zeynep'in tanıştır beni onun arkadaşlarıyla diye tutturduğu Giray o muydu?

Neydik biz? Çok yakın arkadaş falan mı?

"Yardım eder mi ki?" Diye sorabildiğimde ne kadar zaman geçtiğini bilemesem de kısa olmayacak bir süre boyunca karşımdaki kadını şaşkın şaşkın izlediğimi biliyordum.

"Eder tabii." Dedi bu halimi görmek onu gülümsetirken. " O sana hep yardım eder. "

O bana hep mi yardım eder? Bu yüzden kırılmıştı. Bana kırılmıştı... Onun adını bile hatırlamadığımı düşündüğü için bana kırılmıştı. Bu yüzden kaç gündür yüzüme dahi bakmıyordu.

Bu boyutta onunla aramda nasıl bir ilişki varsa yakındık.

"Yalan söylüyorsun ."dedim büyük bir öfkeyle.

"Tabi ki de hayır . Ben sana ne zaman yalan söyledim?"

Doğru söylüyordu. Bana yani daha önce yaşamış olan Farah'a yalan söyleyen biri değildi. O yüzden o kadar şaşkındı. Ondan korktuğumu hatırlıyorum bu ihtimalle bile sen kafayı yemişsin ben sana zarar verir miyim diye bakması bu yüzündendi.

Ona denediğimi bırakmamıştım. Bundandı işte peşimi bırakmadan gelişi....

"Gideyim mi yani?" Karşımdaki kadından çekinyor olmama rağmen şu an ondan tavsiye alıyor oluşuma inanamıyordum.

"E git tabii. Ama çok geç kalma . Sonra baban huysuzlanıyor. Nerede benim kızım nerede diye dikleniyor biliyorsun ."

Bilmiyor değildim çünkü adamın kızını ne kadar sevdiğine şahit olmuştum. Yani bu pekte sürpriz bir durum değildi.

"Gideyim?"

"Git git."

Yataktan bir hışımla kalktım. Sanki bütün akşam kalkmadığım o yataktan birinin beni onun evine göndermesini bekliyordum.

Yuh artıktı ama.

"Gideyim gideyim. "

Kadın bu halime daha fazla dayanamayıp seslice bir kahkaha attı.

"Alemsin Farah. Görende çocukluk arkadaşının evine yeni gidiyorsun sanacak. Ne bu heyecan ? Baban seni zorla eve getirmezse sen Giray'ın yanından ayrılır mısın acaba?"

Bu kez ağzımdan "Ha?" Diye bir nida kaçtı. Çocukluk arkadaşı mı? Biz onunla çocukluk arkadaşı mıydık? Yani teknik açıdan benimle değil diğer Farah'la çocukluk arkadaşı sayılıyordu. Ama kadın konuştukça her şey biraz daha yerine oturuyordu.

Hiç sorgusuz sualsiz cüzdanını çıkartıp elime verdiği sahne geldi aklıma. Sonra hiç şikayet etmeden peşime düşüştüğu an...

"Sana zarar vermem." Dediği an geliyor gözlerimin önüne.

Onun için büyük hayal kırıklığı olsam gerek? Bir de karşına geçmiş adını sormuştum çocuğa.

Aptalın önünde gideniydim.

"Küstünüz mü yoksa siz? Hiç yan yana görmüyorum sizi! Yoksa mümkünatı yok sen hastalandıktan sonra senin peşinden bir an olsun ayrılsın."

ÇOKLU OLASILIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin