Bakışlarımı, konuştuğu için Sezgi'nin üstünde tutmaya çalıştım ama bu çok zor. Gaye'ye bakmadan duramıyorum. Anlık olarak gözleri doluyor ve sonra bunu geçiştiriyor. Bir sorunu var. Canı sıkkın ve şu an bunu geçiremediğim için gerginim. Belki de sadece sarhoşluğu yüzünden.

Sezgi, Gaye'ye baktı ve sonra tekrar bana döndüğünde artık kalkacaklarını anladım. Gaye'yi de götürmek istediğini açıkça görüyorum ama her nasıl baktıysam onunla konuşmaktan vazgeçti. Güzel. En azından bazen, konuşmama gerek kalmıyor.

Sadece ikimiz kaldığımızda durmasını beklemeye başladım. Ama o durmak yerine kadehini yudumlamaya devam ediyor. İçlisini sonunda bitirdi ve garsona baktı. Göz teması kurabilmesine şaşırıyorum. Kendinden geçecek kadar fazla içti.

Garson, emir almış gibi şişeyle gelmek üzereyken gerildim ve sonra bana bakıp durdu. Kaşlarım çatılmıştı ve gitmesini istiyordum. Daha açık bir şekilde anlayabilmesi için kaşlarımı çattım ama zaten çatık durduğum için olduğu yerde kalmaya devam etti.

Gaye'ye bakmaya geri döndüğümde, onu üzülmüş bir halde, garsona bakarken buldum. Sonra bana bakıyor. Siktir. Yine gözleri dolmuş.

Bakışlarını sandalyelerde gezdirip gülüyor. İyi değil. Bunu fark etmemek için kör ya da aptal olmam gerekir. İkisi de değilim.

Masaya yaslanıp ona doğru eğildim ve "Artık içme," dedim.

Söylediğime şaşırmış gibi dikkatle yüzüme baktı. Aslında beni bu kadar dikkatli incelemez. İçmek, onu benimle ilgili daha rahat hissettiriyor olmalı. Bunu sevdim ama ayıkken böyle olmasını tercih ederim.

"Kabasın."

Söylediği şey karşısında duraksadım ve kaşlarım havaya kalktı. "Kabayım?" İçememesini söylediğim için böyle olduğumu düşünüyorsa sorun değil. Kaba olmayı önemsemiyorum.

Başını salladı ve saçlarının birazı yüzüne döküldü. Nefes kesiciydi ama şu an benden hoşlanmıyor gibi gözüküyordu. Bunu sevmedim.

"İçip içmeyeceğime kendim karar verebilirim. Ve ben içmek istiyorum." Kaşları çatıktı ama dili dolanıyordu ve zorlandığını görüyordum.

Bana sinirlenecekse kendinde olduğunda tekrar denemeli. Öfkem giderek artıyor çünkü çok sarhoş ve birikmiş duygularıyla titriyor. Keşke daha erken engel olsaydım.

Garsona bakıp gitmesini işaret ettim.

Öfkeyle bana döndü. "Neden bunu yaptınız ki? İçmek istediğimi söylemiştim!"

Kızgındı ve korkuyordu ama ben de kızgındım. Yine de nazik olmaya çalıştım. "Sarhoşsun, içme artık."

Titremeye başladığında korkusunun yoğunlaştığını fark ettim. Bu beni duraksattı. Ona yaklaşmıyorum bile ama yine de benden rahatsız olmuş gibi.

"Buna siz karışamazsınız!" diyerek bağırdı.

Şaşkınlıkla gözlerimi kıstım. Hem korkuyor olup hem de bu kadar saldırgan olması beni şaşırtıyor.

İstemsizce dudaklarına baktım ama kendime engel olup gözlerine odaklanmayı sürdürdüm. Sakinliğimi koruyarak "Bağırma," dedim.

"ZATEN BAĞIRMAMIŞTIM!"

Ses tonunun daha fazla artması beni öfkelendirmeye başladı ve kaşlarım çatılırken başımı iki yana salladım. Ne dersem diyeyim bana öfkeli kalacak.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 24 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Son SardunyaWhere stories live. Discover now