12. Bölüm

11K 889 106
                                    

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

ON İKİNCİ BÖLÜM

Bölüm Şarkısı:

Bir Adam, Suzan Hacigarip

Elimdeki çatalı tabağın içine bırakırken gözlerimi ondan ayıramıyordum. O da bana bakakalmış gibiydi ama benden çok daha önce toparlayıp elini kaldırdı ve gülümsedi.

Ben de elimi kaldırdığımda yanındaki kadın, Duru, bana bakmıştı. Gözlerinde merak olduğunu görebiliyordum.

Bir an için Rüzgar'a tekrar bakmak beni utandırdı.

Garsona bir şeyler söyledikten sonra bana doğru yaklaşmaya başladılar ve o esnada Rüzgâr Duru'ya dönerek bir şeyler söyledi.

Sakin ol!

Kilitlenip kalmıştım. Hareket etmeyi unutmuş gibi hissediyordum.

Bu zamana kadar hiç karşılaşmayıp yollarımız duygusal olarak tamamen ayrıldıktan sonra sürekli karşılaşmamız nasıl bir oyundu böyle?

Masamın yanına geldiklerinde neyse ki kilitlenme hâlim biraz geçti ve ayağa kalkabildim.

Tam karşımda durmuşlardı.

"Merhaba," diye mırıldandım. Sesim istediğim kadar güçlü çıkmamıştı. Hissettiğim gibi zayıf ve endişeli geliyordu.

Rüzgâr Duru'nun elini bırakıp beline sarıldıktan sonra bana gözlerine kadar ulaşan bir ışıltıyla karşılık verdi. Ne yazık ki o anda benim kalbim bir çiçek mezarlığı kadar solgundu.

"Sanırım artık plan yapmayı bırakmalıyız çünkü böyle olduğunda daha sık görüşüyoruz."

Hafifçe gülümsemeye çalışıp sonra hızla Duru'ya baktım. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Rüzgar'a karşı hissettiklerimi anlayabilir miydi? Anlamasını istemiyordum.

"Merhaba," dedim adeta bir robotmuşum gibi. Sanırım karşıma gelen her insana sadece merhaba diyecektim.

"Selam, ben Duru." Sesi oldukça neşeli çıkmıştı ve bana elini uzattı.

Duru güzeldi. Hem de çok güzel. Sıcak çikolatayı andıran gözleri ve tüm sıcaklığıyla yumuşayan yüz hatlarıyla... Çok kalın olmayan ama dolgun dudakları ve çok hafif kalkık bir burnu vardı. Sarı saçları omuzlarına dökülüyordu ve dokunsam ipeksi bir yumuşaklık hissedeceğime emindim. Rüzgar'ın ona bakarken benimle aynı düşüncelere mi sahip olduğunu merak ettim. Mutlaka çok daha fazlasını görüyor olmalıydı.

Elimi uzatıp yumuşak elini tuttum. Elime dikenler saplandı, tıpkı kalbime saplandığı gibi.

Bu anı yaşamak istemiyordum. İstemediğimi tam şu an çok daha net hissettim. Kalbim un ufak oluyordu ve onu toparlayacak kadar gücüm kalmamıştı.

"Gaye," Sesimin nasıl çıktığından bihaberdim ve şu anda umurumda değildi.

Duru'yla tanışmak istememiştim. O ikisini yan yana görmek kesinlikle istememiştim.

Elim titriyordu. Hayır. Kendimi geri çektim ve elimi yanlarıma bastırdım.

Rüzgâr titrediğimi anlayacaktı ve onu geride bırakmadığımı görecekti. Hangi anlarda bunu yaşadığımı biliyordu. Çok fazla paniklediğimde ve korktuğumda.

Onları görmenin beni paniklettiğini anlarsa benden uzaklaşırdı. Duru'ya aşıkken ona hissettiklerimle beni kendine fazla yakın tutmayacağını biliyordum. Bunu, Duru'yu rahatsız edeceğini düşündüğü için yapardı.

Burnumda bir sızı hissettim. Benden tamamen uzaklaşacaktı. Sanki onunla tekrar hiç karşılamamışız gibi.

Boğulmak üzereymişim gibi hissederken arkamdan belime bir el sarıldı.

ARKAMDA!

Aniden sıçradım ve o el, beni sıcak bir bedene bastırdığında ruh halim sekteye uğradı. Sanki hiçbir ağırlığım yokmuş ve oradan oraya çekilebiliyormuşum gibi.

Bakışlarım hızla Rüzgâr ve Duru'dan kopup arkama, beni sıkıca saran büyük kolun sahibine kaydığında boğazım kurumuştu.

Özgür Bey... şu an bana sarılıyordu. Tıpkı çift olan insanların yaptığı gibi. Rüzgar ve Duru gibi.

Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Gergin bir şekilde bana gülümsedi. "Geldim."

Kilitlenmiş bir şekilde başımı salladım. Gözlerimiz birbirine kilitlendiğinde hislerim azalmadı ama sanki bir an için yükümü paylaştım.

Oraya tutunmak istiyordum. Bana denizi ve bazen aydınlık bir gökyüzünü hatırlatan gözlerine. Yükümü bırakabileceğim ve bana geri gelmeyeceğini bildiğim bir sır gibi.

Nasıl bir anda böyle bir durumum içine düşmüştük bilmiyordum ama gözlerimizi, konuşurken yakaladım.

Ne hissettiğimi anlıyormuş, beni sakinleştirmek istiyormuş gibi belimdeki parmağı hareket edip yavaşça dokunduğu yeri okşadı. Sonra da titreyen ellerimden birini alıp onu sıktı.

Nefesimi bıraktım.

Yüzüme doğru eğilmeye başladı.

Ne yapıyordu bilmiyorum ama gözlerim kocaman açıldı.

Bize bakan insanlar vardı ve Rüzgar'la sevgilisi de onlardan biriydi.

Daha da yaklaşıp diğerlerinin göremediği yanağıma yumuşak dudaklarını değdirdi. Çok kısa bir süre orada kaldığında gözlerimi kapattım. Kirli sakalları yanağıma batmıştı ama dudakları, tahmin ettiğim gibi, buna tezat bir şekilde yumuşak hissettiriyordu. İçimde oluşan ürperme duygusuna engel olamadım.

Sonra geri çekildi. Bu kez bir şok dalgası esir aldı ruhumu. Dehşete düşmüş hissediyordum.

Beni öpmüştü.

Yanımızda başka insanlar yokmuş gibi hâlâ sadece bana bakıyordu ve gözleri giderek bir kora dönüşüyordu.

Beni sadece koluyla değil de tüm benliğiyle sarıyormuş gibi hissettiren bir sesle konuştu.

"Geç kaldığım için üzgünüm... sevgilim."

***

Evettt!🥰 

Yeni bölümü, yarın, saat 21.00'de yayımlayacağım.❤️

Beğendiyseniz oy vermeyi ve düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşmayı lütfen unutmayın!❤️✨

Görüşmek üzere!

Son Sardunyaحيث تعيش القصص. اكتشف الآن