7. Bölüm

12.3K 738 129
                                    

YEDİNCİ BÖLÜM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

YEDİNCİ BÖLÜM

Bölüm Şarkısı:

Kırdığın Kadar, Suzan Hacigarip

"Öncelikle geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim," 100 kişiden daha fazla olduğunu düşündüğüm restoranda, bizim masamızın baş köşesinde ayağa kalkmış ve bel hizasında tuttuğu şampanya kadehiyle konuşmaya başlamıştı. Restoran bu geceye özel kapattırıldığı için sadece biz vardık. Bir de hizmet etmek için kalan garsonlar ve aşçılar. Her köşedeki ışıklandırma, ortama farklı bir ihtişam katıyordu. Masalar 14'er kişilik olacak şekilde dizayn edilmişti ve ben Özgür Bey'le aynı katta, hani boşanma avukatlarının bulunduğu bölümde çalıştığım için bu masada oturuyordum. Tıpkı Selin ve Sezgi gibi.

"Bu akşamki davetin amacı, biliyorsunuz ki Ulusoy Hukuk'un kuruluşunun 5. Yılını kutlamak. Şirketin ilk yılından beri birçok dava için çalıştık ve sizler bu davalarda her zaman elinizden gelenin en iyisini sergilediniz. Şu an bu kadar prestij sahibi bir şirket olmamızda sizin katkınız yadsınamaz. Bu hepimizin başarısı... Lafı daha fazla uzatmayacağım." Kadehini kaldırıp gözleriyle etrafı tarayarak önüne doğru uzattı. "5. Yılımıza"

***

Selin, sol yanımda oturuyordu. Sezgi'yse sağ tarafımda. Bu yüzden cümlelerimi seçmem gerekiyordu çünkü abuk bir şey kaçırırsam patronuma şikayet edilmekten korkuyordum. Bu abuk şey elbette Özgür Bey'le alakalı kurabileceğim herhangi ucu açık cümleydi. Ve Selin yanımdayken bunu yapmam çok olasıydı.

"Düşündüğüm gibi sıkıcı değildi."

Bingo.

Şampanyasından birkaç yudum daha aldıktan sonra memnun bir şekilde gülümsedi. "Sonunda konuşmasını kısaltmış."

Bir an için yutkunamayacak gibi oldum ve öfkeyle Selin'e bakıp diğer yanımı işaret ettim.

Onu yeni fark ettiğini anladın çünkü gözleri fal taşı gibi açıldı. Neyse ki Özgür Bey, böyle saçma cümlelere kulak asıp çalışanlarını kovacak biri gibi gözükmüyordu. Yoksa şimdiye kadar Selin çoktan kovulmuş olurdu.

"Yani konuşma çok iyiydi. Diğer yıllara göre kesinlikle çok çok daha iyi."

Dudaklarımı oynatarak kes artık dedim. Yoksa saçmalamaya devam edecekti.

Yüzü asılırken önüne dönüp bardağındaki içeceği bitirdi.

"Bu sabah ne işin vardı? Sormayı unuttum."

Önümüzdeki aperatiflere uzanırken bir yandan da etrafını tarıyordu. "Spora gittim."

"Ne?"

Son SardunyaWhere stories live. Discover now