Son Sardunya

17. Bölüm

Keyifli okumalar!

ON YEDİNCİ BÖLÜM

Hiçbir cumartesi sabahına bu kadar uykusuz uyanmamıştım. Ama kalkmam gerekmişti çünkü bugün oynamam gereken bir oyun vardı.

"Neden gözlerin şiş? Çok mu uyudun?"

Selin'in sorusuyla kahvaltı tabağına odaklanmış dikkatim dağıldı. Mutfağımızda bizim için hazırladığı kahvaltıyı yiyorduk.

"Sanırım," dedim son anda esnememi yutarak ve tabağımdaki zeytini çatalımla almaya çalıştım.

Aslında o kâbustan sonra tekrar uyuyamamıştım. Normalde mutfağa gidip bir şeyler yapmak istemiştim ama Selin'i uyandırmak istemediğim için uslu uslu eve getirdiğim birkaç dosya üstüne çalışmıştım. Üstelik davalarımdan birinde şirketteki bir avukatla karşı karşıyaydık ve bu beni inanılmaz hırslandırmıştı. O davayı kazanıp arkamdan söylediğini duyduğum yetersiz kelimesinin ne kadar altı boş olduğunu görsün istiyordum. Bu yüzden sabah kadar odamda sessiz adımlarla çalıştım.

"Bir dakika... Yoksa uyumadığın için mi böyle? Doğru söyle!"

Zeytin maalesef çatalıma saplanmayı reddettiği için biraz peynir aldım. "Kabus gördüm."

Selin'in yüzü asıldı. "Of. Keşke buluşmayı iptal etseniz. En azından biraz uyurdun."

"Söz verdim."

"Gözlerime bak, ne kadar kötü göründüğünü iyice göreyim."

Bakışlarımı kaldırıp sevimli bir şekilde defalarca göz kırptım.

Gözlerini kısıp dudaklarını birbirine bastırırken "Berbat," dedi çok önemli bir keşif yapmış gibi.

İçimden gelerek kahkaha attım. Gözlerim umurumda değildi. "Bence bana inanılmaz yakıştı."

Sırıtıp "Ukala," dedi. "Şişliğin inmesi için sana göz bantlarımdan birini vereceğim. Yoksa ilk buluşmanıza böyle gitmene izin verirsem nasıl bir arkadaş olurum?" Nefesini verip tabağına dramatik bir şekilde krep koydu. "Mükemmel bir arkadaşım."

"Kesinlikle öylesin." İlk buluşma sandığı için yüzüm asıldı ve Selin'in dikkatini çekti. Lanet olsun!

"Neden geriliyorsun? Bence harika gelişmiş. Dün hain Rüzgâr ve sevgilisine oyun oynamışsınız ama bugün gerçek oluyor." Göz kırpıp gülümseyerek devam etti. "Birkaç saatte resmen nasıl mükemmel sevgililer olacağınız kafanıza dank etmiş. Yani onun çoktandır bunu düşündüğüne emindim zaten ama senin de keşfetmiş olmana çok sevindim. Küçük Rüzgar'ın geçmişe gömülme vakti çoktan geçmişti."

Selin'e bu şekilde anlatmak zorunda kalmıştım. Daha doğrusu anlık gelişen bir şeydi. Cumartesi günleri, sadece birbirimize ayırdığımız ve kutsal arkadaşlık günü ilan ettiğimiz bir gündü. Onu ekiyor olmamın çok ciddi bir sebebi olması gerekiyordu ve ben de ona bunu verdim. İnanılmaz ciddi bir 'ilk randevu'm var.

Neden yalan söylediğime gelecek olursam... Dün akşam, yaşadığımız olaylı yemekleri konuşurken ve devamından bahsederken, bugün Özgür'le gideceğim yeri söylemek bana yanlış geldi. Bu onunla ilgiliydi ve onun paylaşmayı isteyip istemediğini bile bilmediğim bir şeyle ilgili konuşmak istememiştim. Bu yüzden bugünün Özgür ve benim için özel bir buluşma olacağını söyledim. En yakın arkadaşıma yalan söylemek de kesinlikle yanlıştı ama sonra ona anlattığımda beni bağışlayacağını umuyordum.