22. Bölüm

11.2K 738 142
                                    

Keyifli okumalar!✨

YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

Telefonum çaldığında, Selin, gecenin karanlığını andıran siyah elbisemin fermuarını çekiyordu.

"Kim diye bakar mısın? Küpelerimi bulmam gerek." Hızla dolabı açıp bana bir süredir kötü hissettiren anı kutumu görmezden geldim ve yanındaki gömülü çekmeceyi açtım.

Elbisem sadeydi ama modeli ve kumaşı yüzünden hiç öyle gözükmüyordu. Bu yüzden, sadece gösterişsiz, minik ve pırlanta rengindeki küpelerimi takacaktım. Böylece tek ön planda olan, bugün kuaföre giderken gördüğüm ve çok beğenip aldığım yeni elbisem olacaktı.

İnce askıları, omuzlarımı olduğundan daha geniş gösteriyordu ve göğüs kesimi simetrik bir düz kesimdi. Ön planda olansa bacaklarımdı. Kumaşı yüzünden, etek kısmı olduğundan daha kabarık gözüküyordu ama aynı zamanda kalçamı tamamen sarıyordu ve bu ikisinin aynı anda olabilmesine bayılmıştım.

"Kimmiş?" diye sordum küpemi takmaya çalışırken.

Selin'in nefesini verdiğini duydum ve hemen ardından yanımda belirdi. "Rüzgar."

Elim kulağımdayken donup kaldım. Rüzgar. Ondan hiç haber almayalı kaç gün olmuştu? Peki şimdi neden arıyordu ki? İçimdeki endişeye yenik düştüm.

"Açacak mısın?" diye sordu Selin ve bir parmağını da sanki öyle olmasını umuyormuş gibi reddet tuşunda tutuyordu.

Hızlı bir kararla telefonu elinden alıp yanıtla tuşuna bastığımda bu kez beni incitecek hangi cümleyi kuracağını merak ediyordum. Ama incitemeyecek kadar uzaklaştığımızı da hissediyordum ve bu kalbimi kırıyordu. "Alo?"

"Gaye?"

Selin bana keskin ve sabit bakışlarla baktığı için ondan uzaklaşıp yatağıma gittim.

Hayatımdaki her şeye hakim olan tek kişiydi ve Rüzgar'la konuşmamı istemediğini biliyordum. Ama onu reddedebilmem için onu gerçekten duymak dahi istememem gerekiyordu. Bense ona eskimez ve silinmez bir değer veriyordum.

"Evet," dediğimde Selin odadan çıktı ve kapım tam olarak koridora baktığı için mutfağa gittiğini gördüm. Bu biraz kötü hissettirdi çünkü yanlış bir şey yaptığımı düşündüm.

"Nasılsın?" Sesi nedense sıkıntılı geliyordu.

"İyiyim... Sen nasılsın?"

Biraz sessiz kaldı ve sonra kısık bir sesle "Senden özür dilemek için aradım aslında," dedi.

Yutkunmama engel olamadım. Bunun için aramıştı... Ve bu beni hem iyi hem de kötü hissettirdi.

"Ne için?" diye sordum sebebini bilmeme rağmen.

"O gün sana söylediklerim yanlıştı. Özgür'le ilişkine yorum yapmamalıydım ve kolunu... sıkmak istemedim... O anki öfkem kafamı allak bullak etti..."

Bir an ne diyeceğimi bilemedim ve o da sessiz kaldı. "Özrümü kabul etmem benim için önemli."

Söylediklerini düşündüm. Hatta düşünmekten ziyade sindirmeye çalıştım. Eskiden Rüzgar, sesini bile yükseltmekten çekinirdi ve her zaman nazik davranırdı. Ne olursa olsun. Ona bu yüzden bu kadar bağlanmıştım. Bir erkeğin belki de korkutucu olmayabileceğini ilk kez fark etmiştim.

Son SardunyaOnde histórias criam vida. Descubra agora