44. Bölüm

7.4K 618 1K
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar!

KIRK DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Bölüm Şarkısı:

Beni Böyle Sevme, Hande Mehan

Kapıdan içeriye girdiğim an, ellerini bana doğru uzatıp vücudumu göğsüne çekti ve sıkıca sarıldı.

"Özledim seni."

Yüzümü yasladığım yerden boğuk bir sesle "Ben de," dedim. Kokusu yüzünden evime gelmiş gibi hissediyordum ve yorgunluğum dağılıyordu.

Bir süre öyle kaldık. Ne kadar sürdüğünü hesaplamadım ama geri çekilmek için fazla bağımlı hissetmiştim. Bir insana sarılmaya bağımlı hissetmek garipti. Çünkü yapışık gezmeyi arzulamaya sebep oluyordu.

Biraz sonra geri çekilip yüzüme daha dikkatli baktığında yavaşça kaşları çatılmaya başladı. "Ağladın." Soru sormuyordu.

"Önemli bir şey değil."

Kaşları daha çok çatılırken beni bırakmadan içeri soktu ve sonra yine kollarının arasından çıkmama müsaade etmeden -buna kesinlikle bayılmıştım- "Ne oldu?" diye sordu.

Ses tonu, sebebini öğrendiğinde o sebebi parçalara ayıracakmış gibi çıkıyordu.

Çantamı kenara bırakıp kollarımı boynuna doladım ve kendimi ona bıraktım. "Sonra anlatsam, olur mu? Şimdi sadece böyle durmak istiyorum."

Rüzgar'la konuşmam beni mutlu etmemişti, beklediğimin aksine mücadele etmem gereken yeni bir şeyle karşılaşmış gibi hissetmiştim. Yeni bir sorun daha, yeni bir düşünce daha.

Zihnimde, düşündüğüm durumlar için daha fazla alan kalmamıştı ama yine de bu durum, kendine bir yer açabilmişti.

Belki de bir not defteri oluşturmalıydım ve psikoloğumla görüşmelerimde, sorun olduğunu hissettiğim bu konuları tek tek paylaşmalıydım. Çünkü bir saatlik seansımızda her şeyi konuşmamız imkansızdı. Henüz babamla ilgili yeni konuşmuştuk ve tamamını bile konuşmamıştık. Yavaş yavaş gidiyorduk. Ve konuştuklarımız aklımda dönüp duruyordu. Yeni sorular getiriyordu ve yeni düşünceler doğuyordu. Bu, en kötü olan kısım gibi hissetmiştim çünkü o seansın ilk gecesi, konuştuklarımızı düşünürken panik atak geçirmek üzereydim.

Özgür'ün bakışları ikna olmamıştı ama ısrar etmedi ve belimdeki tutuşunu sıkılaştırıp beni havaya kaldırdı.

Bir an şaşkınlıkla ses çıkardım.

Gülümsedi ve beni taşıyarak mutfağa doğru yürümeye başladı. "Yemek yapıyorum."

Günün mutsuzluğunun üstümden adım adım silindiğini hissettim. "Öyle mi?"

Beni yere bırakmak yerine ada tezgahın üstüne oturttu. "Evet. En son yapmaya çalıştığımda yiyemedin."

Hatırlıyordum. Yine bu mutfakta, yemek ve başka ihtiyaçlar arasında seçim yapmıştık ve yemeği boş vermiştik. Sonrasında da beni ve kendisini, yataktan çıkamayacak kadar yorgun bir hale getirdiği için hazır yemek sipariş etmişti.

Son SardunyaWhere stories live. Discover now