MOİRA S2B52

99 8 5
                                    

*mm: Ali ve Moira. Bölümü okudum okudum bitmedi. Bölük pörçük okuduğum için diye düşünmüştüm 22 bin kelimeden fazlaymış. Bir kaç ağızdan anlattığım için,aynı zamanı değil tabi, bölüm uzun olmuş. Ali ve kartala bir miktar ağladığın bir bölüm oldu. Dinlemek isteyen Cem adrian zincir dinleyebilir bazı yerlerde. Keyifli okumalar. :)

"Ee... sorun çözüldü yani. Bence bunun üzerine bir tatlı yiyelim." Dedim.

Konuşarak olan verilerin hepsini Ali'ye gönderme kararı almıştık. Ama olayın aslı Yakup adamların burnundan getirdikten sonra Ali'nin onları dava edecek olmasında saklıydı. Tabi Ruhe'nin bundan haberi yoktu.

"Zahmet olmasın. Ben sizin hala neden benim için uğraştığınızı da anlamadım ama..." gözü elimdeki yüzükte kaldı. Anlamazsın tabi. "Benim Aylin denen sırnaşıkla ufak bir derdim vardı. Onu araştırırken çıktı karşıma arkadaş olduklarını öğrenip, sen de bana zararları oldu deyince... destek olmam gerektiğini düşündüm." Yakup ile gözgöze geldik ve bana o manidar onaylamaz bakışını attı. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi gülümsedim ona. "Ben bi lavaboyu kullanabilir miyim?"

"Tabi gel göstereyim." Dedim sanki tutacakmış gibi elimi uzatırken. Peşimden geldi. Lavabonun önündeyken konuştu. " Şey... Yakup bey hep sessiz midir? Bana... ne bileyim garezi var gibi sanki."

Yakup senin de suskunluğunu sikeyim!

Allah bilir ne tür işkenceler kuruyor kafada. Ruhe bir şeyleri anlattıkça daha da delleniyordu gözünde görüyordum.

"Yok... dalgın bu aralar." Dedim tatlı açıklama çabası içerisinde.

"Biraz yorgun... ağır şeyler atlattı diyebilirim. Bir süre sonra toparlar. O zaman gerçek yüzünü görürsün." Sana da onaylamaz bakış atsın da o zaman gör sessizliği. " Tamam... Ben gerçekten teşekkür ederim. Sebebi ne olursa olsun yaptığın değerli benim için."

"Önemi yok canım, her zaman. Ben tatlıları götüreyim. Hadi sende." Dedim tatlı kız imajımla.

Onu bırakıp mutfağa girdim. Bir kaç dakika sonra arkamdan geldi. Tatlıları diğerlerine vermiştim. O da oturunca onunkini de eline verip Yakup'un yanına oturdum. "Canım da tiramisu çekiyordu." Dedi sanki kardeşine attığı mesajı hatırlamış gibi. İçime tiramisu doğmamıştı yani bende mesajına bakıp sipariş etmiştim sonuçta. "Hadi ya. Bende severim." Dedim, yerken çok sohbet olmamıştı.

Dediği gibiydi aslında sanki Yakup tutulup kalmıştı da konuşmuyordu. Yirmi dakika kadar sonra saat gece ona gelmişken kalktı. Onu geçirdikten sonra baktım ki çocukların uykusu gelmişti. "Siz aynı yatakta uyur musunuz?" Dedim Beyza'ya. "Olur. Hemde güzel olur." Dedi Beyza.

"İyi. Gel sana yatak odasını göstereyim." Onu yatak odasına götürdüm.

"Psst." Dedim sessizce. "Efendim Moira abla?"

"Fanfinifinfon?"

"Moira abla!" Güldüm. "Daha mı? Ne dirayetli çocukmuş. Bir de Antalyalı."

"Susar mısın?"

"Tamam be. Hava sıcak da... yani üşüyecek olursanız bak burda nevresimler falan var. Ama tabi ısınmanın başka yöntemleri de var. Yine de siz bilirsiniz." Gökay ile kapıda göz göze geldik.

MOİRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin