MOİRA S2B41

97 8 0
                                    

"Senin başka bir evrende, hapiste olman gerekiyordu." Sibel'i elinden tutup arkama çektim. Ama Laren bu hareketime gülmüştü. "Değişmişsin." Dedi göğsünde bağladığı kollarını açıp yere indirirken. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. "Uygarlığını almaya çalışmıyor musun artık?"

"Hangi güçle?" Dedi.

"Ne işin var burada. Gölge öldü. Artık bir şey elde edemezsin."

"Hayır. Sadece farklı bir yolunu buldum." Elini cebine atıp bir taş çıkardı. "Zihin taşı diyorlar. Ortalama olarak 5 evrenden birinde var." Kaşlarım çatıldı. "Toplamaya karar verdim. Herhangi birinin yerini biliyor musun? " tam planını anlama çabalarım gitgide bir karanlığa batıyordu. Biri ondaydı. Neden şu an kullanıp anlamıyordu nerede olacağını?

"Ooouh? Sen bunu neden kullanmadığımı merak ediyorsun."

"İnsanların zayıf yönleri var. Sadece bir tanesi tahmin edersin ki bir tanesini durdurmaya yetmez. Ve bir tanesini de olsa hala nasıl kullanacağımı bilmiyorum."

"Peki daha kullanamazken ölmekten korkmuyor musun? " Elim silahıma gitmeye zaman arıyordu ama görebiliyordum ki o da boş değildi. "Endişelenme. Sana şimdi zarar vermeyi planlamıyorum."

"Hadi ya? Bir zamanı var yani?

"Beni sen yakalattın. Elbet olacak. Ama şimdi değil." Yürümeye başladı. "Laren?" Bana baktı.

"Bu sefer istisna yok." Gülümsedi. "Hata etmiştin."

"Aynı hatayı ikinci kez yapmam."

"Sonra görüşürüz." Dedi. Sibel'in sıklaşan elinden endişesini anlıyordum ve zaten görüşecektik.

...

Tıklanan kapıyı kontrol edip açtım. "Biz geldik." Dedi Sibel.

"Hoşgeldiniz?" Giray'ın yüz ifadesinden dolayı bir tuhaf olmuştu. "Pek hoş gelmedik sanırım." Deyip ayakkabılarını çıkardı ve içeriye geçti. "Bengi durmuyordu. Acıktı sanırım." Dedim. Giray'a da ne oldu bakışı attım.

"Bu durmayan hâli mi?" Dedi kızına bakarken. Ne ara olmuştu bilmiyorum ama Suri kucağına almıştı onu. Ve şu an ağlamıyordu. "Aaa... az önce ağladığında yemin edebilirim."

"3 saat oldu. Acıkmış olabilir. Alayım mı Suri?" Suri alması için kollarını biraz uzatınca Sibel aldı ama bir sıkıntı vardı. Bengi ağlıyordu şimdi. Sibel de bir tuhaf karşılamıştı.

"Bu senden mi kaynaklı?" Dedi Sibel sakince. "Muhtemelen." Sibel kızını tekrar ona uzatınca Suri kollarına aldı ve aldığı gibi Bengi ona uzanmaya çalışarak sustu? Ağzından ığğ gibi sesler çıkarıp yüzüne dokunmaya çalıştı. Sibel Giray'a döndü.

"Sustu?" Dedi Sibel sessizce.

"Görebiliyorum."

"Vereyim mi?" Dedi Suri. Sibel kollarını uzattı. "Yatak odasına kullanayım ben. Sanırım sizin konuşacaklarınız var." Dedi Sibel. Ve Bengi'yi alıp çıktı.

"Ne oldu?"

"Laren geldi."

"Ne?!" Dedim şaşırarak. Nasıl geldi. "Nasıl gelmiş? Ne gelmesi hapsettik ya onu."

MOİRAWhere stories live. Discover now