MOİRA S2B42

95 10 1
                                    

"Bana getirmen sonucu değiştirdi mi sence?" Dedi Giray kızmış gibi. "Yalvarıyorum." Dedi Abel. Ne hale gelmişti bilmiyorum ama çok kötü olduğu kesindi. Gözleri kıpkırmızıydı. "Bir suikastçıyı daha atlatamam." Estelle'e döndüm. Bembeyazdı. Şakasız bir ruha dönmüştü.

"Ben ne dersen yaparım. Yeter ki Estelle'i koru." Giray bir kaç saniye Estelle'e baktı. Hâline üzüldüyse de yüzüne zerre yansımamıştı. Yine de içeri alır diye düşünüyordum tabi.

"O benim korumamı istemedi." Okyanus gözlerini kardeşine dikti. Kardeşi deniz gözleriyle ona döndüğünde anladım ki Giray'ın okyanusu denizi falan darmaduman ederdi. Giray kapıyı boş hallerine kapatacakken Sibel elini omzuna koydu.  "Biraz konuşabilir miyiz?" Estelle ve Abel dahil herkes ona döndü. "Söyle Sibel." Dedi sanki ne diyeceğini biliyor gibi. "Ben olduğum sürece bu evin kapısını kimseye kapatmayacağına söz vermiştin. Yardıma ihtiyacı olan kimseye."

Sibel eve Giray'ın geçmesi için yaptığı kibar tavrından sonra girdi. Giray da ardından girmişti. "Ağrıyor mu elin?" Dedi Giray. Sibel'in parmağı kırılmıştı ve atel ile sabitleyip alçıya almışlardı. "Birazcık."

"Hayır mutfağa girme. Ben hallederim, otur." Sibel birden daha da ağlamaya başladı. Canı zaten yanıyordu ama bu tavrı ona tuhaf gelmişti. Çünkü babası annesini sevse de böyle davranmazdı. Ve onları kaybetmeyi atlatamamışken bu hâli, iyiliği ona iyi gelmiyordu.

"Neden böylesin?" Dedi sessizce.

"Nasılım? Anlamadım. Bir şey mi istiyorsun?" Diye endişeyle ayağa kalktı Giray. "Hayır... otur ben yaparım."

N"Saçmalama. Zaten canın yanıyor." dedi Giray kızarak. "Ama bu böyle iyi davranmanı açıklamaz ki!"

Giray duraksadı. "Nasıl davranayım ki?" Dedi anlamamış tavrıyla üst kollarını zıt elleriyle tutup ovarken. Ne yapacağını bilememişti. "Daha iki saat önce çocuğun kırılmadık kemiğini bırakmadın. Altı üstü bir parmağım kırıldı benim. Ama sen şimdi sanki hiçbir şey olmamış da ben elimi bir yere çarpmışım da sen kimseye zarar vermemişsin gibi nasıl sakin duruyorsun? "

"Altı üstü bir parmağın mı kırıldı?" Dedi Giray kızmış gibi. "Benim onları yapmam için senin parmağını kırmasına gerek yoktu Sibel. Elini kaldırmış olsa, seni itse bile yaptığı her şeye pişman ederdim ben onu. Ne demek altı üstü parmağım kırıldı?"

"Ama mahvettin onu."

"Beter olsun. Elimden almasalardı daha neler görecekti Allah bilir."

"Neden böylesin?"

"Nasıl?"

"Hırçın." Gözlerini kıstı Giray. "Pek değilimdir. Bence ilişkimizde sakin taraf benim."

"Evet ama kızdığında deliriyorsun resmen?"

"Neye kızdığımda Sibel. Ben bir çok şeye sinirlenirim ama beni zıvanadan çıkaran şey sevdiğim birini bir şeyi koruyamadığımda oluşan öfkem. Boşluğum. Beni anlamanı beklemiyorum. Daha önce de sordum. Korkutuyorsam seni... bunu istemiyorum ama gitmekte serbestsin."

"Ki gittim." Dedi kız. "Gittin. Sen iyi ol ben uzaktan da severim ama sana zarar vermeyeceğimi bil. Ben... Sevdiğim hiçbir şeye zarar veremem. Hangisine vereyim, hepsini kaybettim!"

MOİRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin