MOİRA S2B36

172 10 1
                                    

Çok uzun bir bölüm bu. Neredeyse 18 bin kelime. Umarım eğlenirsiniz. Desteğiniz için teşekkür ederim. İyi okumalar :)

♥︎

"Ayrılalım..." dedim annemin sözcüklerini tekrarlayıp. "Hastanede nasıl becerdiysen... öyle dön git işte." Gitsin istemiyordum ama kalmasının iyi geleceğini de düşünmüyordum.

"Gözlerinden okunuyor bazı şeyler." Dedi sessizce. "Okuma yazman mı yoktu okusaydın o zaman?!" Dalga geçer gibi konuşması sinirimi bozuyordu. "189." Dedi gözlerini ayırmadan. "Hakikaten 189."

"Ne saçmalıyorsun Gece! Gitsene yine! Sen iyi biliyorsun gitmeyi!"

"Ben gitmedim aslında ilk. Senden gitmeni istedim." Resmen avuç içim kaşınıyordu ya! Gözlerinin içinde liladan mora geçiş yapan gözlerimi gördüm. Onun güçleri bende işe yaramıyordu. Hatta belki benimkiler de onda yaramazdı ama bu büyü kısmında doğru değildi. "Ne yapacaksın?" Bende ne yapacağımı bilmiyordum. Onun gitmesini istiyordum ama kendim gönderecek kadar da güçlü değildim. Gözlerim yavaşça söndü. "Git." Dedim tekrar. "Sarılmadan gitmeyeceğim."

"İstediğini alamayacaksın." Dedim elimle kapıyı gösterip. "Git." Tekrarladım. Hâlâ inat ediyordu. "Git, yoksa yarından itibaren hayatıma seni tanımıyormuş gibi devam ederim." Yüzü gerildi. Yapabileceğim kapasitede olduğuma inanıyordu. Dudakları hareketlenmek istedi ama benim gözlerim kirpiklerindeydi. Bir şey diyemedi, gözlerini dahi kırpmadı. "Uyumak mı istiyorsun. Şu koltuğa yat, uyuyalım. Ama sabah kalktığında tanıdığın Moira'yı görmezsin. O erkekleri kullanan Moira'yı görürsün. Hatta madem istiyorsun sevişelim Gece." Ona doğru attığım adımla yerine çakıldı. Böyle bir isteği varsa da dile getirmemişti. "Yatalım. Sonra sen yoluna ben yoluma. Ne dersin? Bence iyi olur." Bir adım daha atınca geriye bir adım atarak mesafeyi ayarladı. "Bir kere gitmiş olursun Gece, 20 defa daha terk etmezsin!" Yine geriye bir adım attı. "Bence yapalım." Geriye gidecekken sağ elim çenesi ve boğazı arasına tutundu. Onu çekmemiş kendim yaklaşmıştım. O gözlerine baktığımı düşünüyor olabilirdi. Ama benim baktığın şey kıvrık simsiyah kirpikleriydi. "Yapma Moira." Dedi elimin izin verdiği doğrultuda çenesini oynatarak. O bana yaklaşmadığından çenesini tuttuğum elimi kendime çekerek yaklaştırdım onu. Karşı gelmek istemediği o kadar netti ki. Gözlerim kirpiklerinden dudaklarına kaydı. Şeytanın öp diye yalvarmadığı tek insandı. Çünkü muhtemelen bunu melek fısıldıyordu ama ben o güzel fısıltıları duyamıyordum. Sol elimi tişörtünün içinden yavaşça yukarıya ittim. Onun alev bedenine nazaran benim bedenim buzdan farksızdı. Bakışlarının dudaklarıma indiğinin farkındaydım. Yukarı çıkan elim aşağı indi. İsteyerek değil, istemsiz. Anlam veremiyordum. Gece Sibel ile konuştuğum süreden bu yana Gece'yi sevdiğimi kabul etmiştim.

Bir sebep bulamıyordum onunla olmak için. Sorun da buradaydı. Ve her şey sen Giray'ı neden seviyorsun dememle başlamıştı. Kısa ve öz bir cevap. Bilmiyorum. Bana iyi mi bakıyor? Evet. Sebebi bu mu? Hayır, Demişti. Beni çok seviyor. Sebebi bu mu? Yine hayır. Tanıştığımızda ben başkasını seviyordum zaten. Beni seviyor diye sevmedim onu, demişti Giray dizinde uyurken. O beni neden seviyor onu da bilmiyorum? Ama bir farklı seviyor, demişti. Bir farklı sevdiğinin farkındaydım. Bence cümle alem farkındaydı. Ve konunun bu olduğunu söylemişti. "Sebep bulma. Çünkü birini neden sevdiğini bilmiyorsan onu gerçekten seviyorsundur demiş, Auster. Ben de bir ara Giray'ı neden seviyorum diye öyle sebepler aramıştım ki... hoş sevilmeyecek adam da değil şimdi!" Deyip yarı ağlayan halimin arasında beni kahkahalara boğmuştu. Sonra sebepleri saymıştı. "Zengin, yakışıklı... hatta bunun bir üstü neyse o. Çünkü o normal bi karizmaya sahip değil." Gülmüştüm o haline. "İşte...akıllı, bana kızmıyor." Bana kısmına vurgu yapmıştı özellikle. Ama yine de saydığı hiçbir sebep ona olan aşkından değildi. Olmasa da severdi dediğine göre.

MOİRAWhere stories live. Discover now