•33•

622 79 53
                                    

Uzun bı aradan sonra merhaba✨

İyi okumalar ❣️

:
:
:
Güzel olan her şeyi mahvediyorsun
Hep yanlış anlaşıldığını söylerdin
Güzel anlarımı çaldın
Sadece yalnız bırak beni...
:
:

Hayatımızda öyle anlar olurdu ki ne yapacağımızı bilemez, ne düşüneceğimizi şaşırır, öylece kalırdık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayatımızda öyle anlar olurdu ki ne yapacağımızı bilemez, ne düşüneceğimizi şaşırır, öylece kalırdık. Sanki bir labirentin içinde sıkışmışım gibiydi. Düşüncelerim dört tarafımı sarmış, nefes alacak en ufak bir boşluk dahi bırakmamışlardı bana.

Minho'nun bana Jisung'u öptüğümü söyleyip beni sessizce terk edişinin üzerinden 1 hafta geçmişti neredeyse. O gün bana 'Jisung'u da böyle mi öptün?' dedikten sonra benim bir şey dememe müsaade etmeden koltuktan kalkıp gitmişti.

Ne sorduğu soruyu algılayabilmiştim ne de bir tepki verebilmiştim. Öylece kalakalmış, onun gidişini izlemiştim. O gün bir süre ne dediğini anlamaya çalıştıktan sonra direkt olarak onun peşinden koşmuştum ama nafile, Minho çoktan gitmişti.

Gidiş o gidişti işte, 1 haftadır asla haber alamıyordum ondan.

Öpücük meselesini ise Jisung'tan öğrenmiştim. Minho'ya ulaşamayınca Jisung'u aramış ve ona neler olduğunu sormuştum. Tabi cevap almam pek kolay olmamıştı orası ayrı. Jisung kendi kafasından silmek istediği olayı bana anlatmak konusunda pek istekli değildi. Lakin eve geldiğinde ısrarlarımdan kaçamadan tüm gerçekleri dökmüştü ortaya.

Öğrendiğim şeyler dünyamın başına yıkılmasına yetmişti. En yakın arkadaşımı, Jisung'u öpmüştüm hem de hiç masum sayılmayacak bir şekilde. Onu Minho sanarak öpmüştüm.

Böylece Jisungun da son zamanlarda ki tuhaf davranışlarının sebebini öğrenmiş olmuştum. Kendini suçlu hissettiği için benden uzak durmaya çalışıyormuş meğer.

Oysa tek suçlu bendim. Aptal gibi irademe hakim olamayıp uyuşturucuya sarılan ve kafayı bulan bendim. Onun ne suçu vardı da bu yükü tek başına sıralamak zorunda kalmıştı?

Kendimi o kadar berbat hissediyorum ki kelimelerle ifade edemezdim sanırım. Yaptığım hataların beni getirdiği uçurum kenarında savruluyordum öylece. En küçük bir hatada düşecektim oradan biliyorum. Geldiğim son noktaydı burası.

Minho'nun nereye gidebileceğini öğrenmek için son şansımı kullanıp evine gidiyordum. Daha önce gitmiştim aslında ancak ailesi yüzünden doğru düzgün bir bilgi öğrenememiştim. O yüzden tekrardan şansımı deneyecektim, hatta belki Soojin'le bile konuşabilirdim. O, Minho ile ilgili annesinden daha çok şey biliyordur eminim. 

Adımlarım, daha öncede bir çok kez geldiğim evin önüne ulaştığında hiç vakit kaybetmeden zile bastım. Bir dakika daha kaybetmek istemiyordum. Sanki kalbime sarılı bir pençe vardı ve Minho'dan haber alamadığım her saniye o pençe kalbimi sıkıştırıyordu. 

Happier Than Ever °Minlix°Where stories live. Discover now