•26•

726 77 19
                                    

İyi okumalar ❣️

:
:

Seni anlamıyorum çünkü ben kendime böyle boktan davranmazdım...

:
:

Tenimi yakıp geçen sıcak bir esintiyle aralandı zihnim

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Tenimi yakıp geçen sıcak bir esintiyle aralandı zihnim. Uykum, üzerimdeki etkisini yavaşça azaltırken gözlerimi aralamaya çalıştım. Kirpiklerim birbirinden ayrılır ayrılmaz göz hizama giren ilk şey kahverngi saçlar oldu.

Boynuma çarpan sıcak nefes ve tenimi örseleyen dudaklar algımı bertaraf etmiş, neler olduğunu anlamaya çalışmıştım kısa bir süre.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordum neler olduğunu anlayabildiğimde. Sesim uyku sersemliğinden dolayı boğuk çıksa da duyulur bir volümde olduğu kesindi. Minho sorumu önemsemeden dudaklarıyla boynuma ilgi göstermeye devam etti.

İlk önce burnunu boynuma sürtüp ardından tenimi dudakları arasına aldı. Sabah sabah nereden geldiğini anlayamadığım bir iştahla boynumu öperken, ona karşı gelmem gerektiğini bile bile büyüsüne kapılmıştım.

"Minho.." ismi dudaklarımdan sızlanır gibi çıkmıştı, dişlerini tenime sürtüğünde.

"Şşt sessiz ol." Derken, sanki bu dediğinin tam tersini ister gibi vücudunun ağırlığını üzerime verdi. Bir bacağı bacağımın arasına yerleşmişken kolları iki yanımda duruyordu. Dokunuşlarını tenimden çekmeden, dudaklarını yanağıma sürterek kafasını boynumdan kaldırdı. Bacağının baskısı dudaklarımdan yine bir sızlanış kaçmasına sebep oldu. 

"Böyle mi günaydın diyorsun?" Diye sordum yüzlerimizi karşı karşıya getirdiğinde.

Yüzündeki boş ifade, daha yeni sabah olduğundan mı kaynaklanıyordu yoksa canı mı sıkkındı anlayamadığım bir detaydı.

"Sadece sana özel." Soruma bu şekilde cevap verişi zihnime dejavu hissi yaratmıştı. Direkt olarak dün gece aklıma gelirken dudaklarımda engelleyemediğim bir gülümseme oluştu.

"Çünkü sadece sen, sabah sabah beni bu kadar muhtaç bir duruma düşürebilirsin." Diye devam ettiği sözleri kalbimin teklemesini sağladı. Kalbim kapana kısılmış bir kuş gibi çırpınıyordu resmen. Minho'nun kalbi onun yuvasıymışta, o yuvaya ulaşmak istiyor gibi bulunduğu yeri dövüyordu.

"Bana muhtaç olduğunu itiraf ediyorsun yani? Bu gururumu okşadı." Dedim dudaklarımdaki ukala gülümsemeyle.

"En az senin bana olduğun kadar." Derken dudakları dudaklarımı fırçaladı. Ve bu ufak temas daha büyük, daha tutkulu bir öpüşmenin başlangıcı olmuştu.

Dudaklarımız birbiriyle savaşırken uykum çoktan açılmıştı. Dün gece geç saatlere kadar birbirimizi tadan biz degilmisiz gibi yeniden beraber olmaya başlamıştık. Cidden birbirimize muhtaçtık biz.

Happier Than Ever °Minlix°Donde viven las historias. Descúbrelo ahora