•32•

661 73 66
                                    

Selam 🐾

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim iyi okumalar ❣️

:
:
Olmayan vaktimi boşa harcama,
ve beni kötü hissettirmeye çalışma
:
:

::Olmayan vaktimi boşa harcama,ve beni kötü hissettirmeye çalışma ::

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayatımın düzene girmesi gibi bir hayalim olmamıştı bunca zaman. Çünkü biliyordum ki ben umut ettikçe dibe çökecektim. Ancak şu günlerde beklemediğim bir şekilde gün ışığı doluyordu bulunduğum çukura. 

Normalde nefes alamayıp önümü göremediğim bu dipsiz kuyu bu günlerde bana iyi gelen tek yer haline gelmişti. Bunun sebebi ise beni daha çok şoka sokan bir şeydi. Hayatıma güneş olan Lee Minho'dan başkası değildi. Bana yaşamı zehir etmeyi kendine hayat amacı yapmış olan Lee Minho...

"Felix?" Düşüncelerimin arasına sızan ses ile gözlerimi açıp dizinde yaptığım bedenin yüzüne baktım.

"Hım?" Bana bakmadığını gördüğüm Hyunjin'in dikkatini çekmek için mırıldandım.

"Jisung birkaç gündür anormal davranmıyor mu sence de?" Diye sorduğunda kaşlarım düşünceli bir şekilde çatılmıştı. Hyunjin'in neden durduk yerde böyle bir şey sorduğunu algılamaya çalışırken zihnime dolan anılar bunun cevabını almam için yeterli olmuştu.

Cidden de son zamanlarda oldukça garip davranıyordu. 

"Var bir hallerde anlatmıyor bana da." Diye cevaplandırdım sorusunu. Düşüncelerimin karmaşıklığı sesime de açıkça yansımıştı.

"Çıkar yakında kokusu." Diye mırıldandığında onu kafamla onayladım.

Saatlerdir, olduğum yerde hiç kıpırdaman Hyunjin'in dizlerinde uzanmış hayatımı sorguluyordum. Düşüncelerim benimle bir savaş içindeymiş gibi sürekli zihnimi talan ediyorlar, bir an olsun huzur vermiyorlardı.

Düşündüğüm onca şey vardı. Ancak beni rahatsız eden ve asla huzura erdirmeyen tek konu Minho'ydu. Onun varlığı, hareketleri, ona karşı hissettiğim şeyler ve de bana karşı hissettiği şeyler... Hepsi birer çıkmaz oluşturuyordu bana. Onu düşünmek çıkamadığım bu labirente bir karmaşık yol daha ekliyordu sanki.

Son günlerde epey yakınlaşmıştık onunla, ki bu yakınlaşma sadece bedenen değil ruhen de bir yakınlaşma içeriyordu. Özellikle de ailem konusunda ona içimi döktükten sonra beni teselli etmesi daha fazla eritmişti aramızdaki buzları. 

Ne yalan söyleyeyim ailemin parçaladığı benliğimi bir öpücüğü ile toparlaması korkutucu geliyordu bazen. Ama aynı zamanda güzeldi de. İlk defa kırılmaktan korkmuyordum belki de. Onun sayesinde içimdeki çocuğu görmekten korkmuyordum artık.

"Minho'la nasıl gidiyor?" Hyunjin bir kez daha sessizliğimizi böldüğünde gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım konuşmadan önce. 

"Sakın aranızdaki ilişkiyi inkar etmeye kalkma ağzına sıçarım!" Daha ben ağzımı açmamışken böyle bir uyarıda bulunması kahkaha atmama sebep olmuştu. Bunca zaman hep reddetmiştim Minho'yla aramdaki bağı, lakin şimdilerde işler değişmişti. Bir şekilde kabullenmiştim bendeki varlığını.

Happier Than Ever °Minlix°Where stories live. Discover now