"oğlumu çalmış birini."

584 60 64
                                    

"Ben gelmesem daha iyi olur sanki Jimin, babanın beni istediğine emin misin?"

Jimin iç çekmişti. Bu Jungkook'un 7. sorusuydu.

"Jungkook! Kaç kere söyleyeceğim? Ben söylemedim bile kendisi çağırdı. Hadi girelim artık kapının önünde bekliyoruz iki saattir."

Jungkook derin bir nefes alıp üstündekileri düzeltmişti. Jimin onun bu şapşal haline gülümsemişti.

"Hadi."

Jungkook'un kendinden emin sesiyle Jimin zile basmıştı. Kapıyı annesi açmıştı.

Aceleyle onları içeri almıştı.

"Anne ne oluyor?"

Annesi ikisine de bir önlük vermişti.

"Eveet şimdi doğru mutfağa, baban size gizli tarifini öğretecek."

Jimin şokla gözlerini açmıştı.

"Şaka?"

"Oyalanma Jimin hadi!"

Jimin gülümsemiş ve Jungkook'a bakmıştı.

"Babamın gizli tarifini öğreneceğiz, sonunda!"

Jungkook onun bu hâline gülümsemişti.

İkisi de önlükleri giyip mutfağa gitmişlerdi. Malzemelerin tezgahta ve babasının sandalyede oturduğunu görmüşlerdi.

"Baba~~ gerçekten öğretecek misin?"

"Artık öğretmem gerek, ölüme yaklaşıyorum değil mi? Kimse tarifi bilmezse dünyadan yok olmuş olur."

"Tamam konuyu kapatabiliriz."

Jimin babasının ölüm konularını açmasını sevmezdi.

"Ee hadi o zaman, başlayın. Dediğim adımları teker teker yapacaksınız."

İkisi de kafa sallamıştı ve işe koyulmuşlardı...

&&&

"Hayır ben yanlış koymadım!"

"Jimin yanlış işte! Bu kadar koyman gerekiyordu sen bütün paketi doldurdun!"

"Bir pakette o kadar var zaten!"

Babası önlerine tarifi koymuştu, teker teker söylemek yerine. Çünkü sürekli yanlış yapıyorlardı ve bu kızdırmıştı onu.

Şuan kavga etmelerini izlemek daha eğlenceliydi Han için.

"Aralarına girmeyecek misin?"

Annesi kollarını birleştirip sakince kocasına sormuştu.

"Sanırım, hayır?"

Kadın gülümsemişti. Çok tatlı kavga ediyorlardı.

"Jungkook çok biliyorsan kendin yap."

"Jimin neden bu kadar inatçısın kabul et işte!"

"Her neyse şu unu getirir misin?"

Jimin elini şekere doğru uzatmıştı.

"Sen beceremiyorsun Jimin, çekil de ben yapayım."

Jungkook yumuşak bir şekilde Jimin'i kenara ittirmişti. Jimin şaşkın gözlerle ona bakmıştı.

"Unu getir."

Jimin sinirle ağzını açmıştı.

Ardından unun yanına gitmişti bir hışımla. Eline bir avuç un almıştı.

"Un mu istiyorsun?"

Jungkook kafa sallayıp Jimin'e bakmıştı.

Baktığı anda suratına yediği unla şaşkına dönmüştü.

Soulless Prince | JikookWhere stories live. Discover now