"Anne, uyku zamanım geçti..."

848 76 41
                                    

"Jimin saçmalama. Yürüyemiyorsun bile."

Jimin omuz silkmişti.

"Yardım ederseniz yürüyebilirim."

Taehyung göz devirmişti.

"Ne yapmayı planlıyorsun? Gidip özür mü dileyeceksin?"

Jimin kafasını iki yana sallamıştı. Sadece özür dilemeyecekti.

Ayağını yere basmaya çalışmıştı. Canı acıdığı için yüzünü buruşturmuştu. Ama zorla da olsa ayağa kalkmıştı.

"Bana bak yine başına bir iş açarsan, bu sefer seni aramaya gelemem Jimin. Ne yapacaksan kaybolmadan yap."

Jimin Taehyung'a aldırmayarak çadırdan çıkmıştı. İkisi de onunla çıkmıştı.

Gün doğumuna az kalmıştı. Çoğu kişi Jimin'i beklediği için uyuyamamıştı. Jongin'e dönmüştü.

"Siz dinlenin. Güneş doğmak üzere."

Jongin kafa sallamıştı.

"Yürüyebileceğine emin misin?"

Jimin bir süre bacağına bakmış ve Jongin'e dönmüştü tekrar.

"Evet, yürüyebilirim. Yorulursam bir yere otururum."

Jongin gitmesini istemez gibiydi. Sürekli durdurmaya çalışıyordu.

"Jimin... şuan gitmesen mi?"

Jimin kaşlarını çatmıştı. Neden böyle bir şey istiyordu ki?

"Neden?"

Jongin sıkıntılı bir şekilde nefes vermişti.

"Muhtemelen çok kızgındır."

Jimin kafasını iki yana sallamıştı ve gülmüştü.

"Jongin, ne kadar kızgın olursa olsun onunla konuşacağım. Çok büyük bir hata yapmadım, kızgındır sadece, anlayacaktır. Hem çok kızgın olsa nolur bana vuracak hâli yok."

Jongin kafa sallamıştı.

"Pekâlâ, sen bilirsin."

Jimin onun gitme ihtimali olan yerleri düşünüyordu. Bir süre ayağı acısa da yürüdü. Sonra bir kaç ses duyunca seslerin geldiği yere doğru gitti.

Jungkook'u sinirli görmeyi bekliyordu ama bu kadarını beklemiyordu.

Elime aldığı taşları bir sinirle suya fırlatıyor ve elindeki şişeyi de sinirle yanındaki direğe çarpmıştı.

"Jungkook!"

Jungkook ismini duyar duymaz Jimin'e dönmüştü. Jungkook'u ilk defa ağlarken görüyordu. Ama bu, çok saçmaydı. Sadece küçük bir şekilde bağırmıştı Jimin.

Ama Jungkook şuan çok sinirlenmiş gözüküyordu. Jimin'i görünce normale dönmeye başlamıştı.

Sonra şokla Jimin'e bakmaya devam etmişti.

Aklı başına gelince hemen uzaklaşmak istemiş ama Jimin'in yanından geçerken Jimin onun kolunu tutup durdurmuştu.

Jungkook sinirle kolunu kendine çektiği sırada Jimin dengesini sağlayamamış ve düşmüştü. Ağzından bir inilti çıkmıştı.

Jungkook o düşünce hızla arkasını dönmüş ve Jimin'in yanına ilerlemişti.

"J- Jimin özür dilerim iyi misin?"

Jimin ona odaklanmıştı, düşmesi umrunda bile değildi.

Sadece yapmak istediği şeyi yaptı. Belki bunun için pişman olacaktı ama önemli değildi.

Soulless Prince | JikookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz