Kafamı olumsuz anlamda salladım. Kapıyı açtı ve içeri girmem için bekledi.
"Evime gitmek istiyorum."

Koltuğa oturttu ve kemerimi taktı. Gözlerini gözlerimde hissettim. Hafif koyulaşmıştı göz rengi.
"Yok öyle bir dünya."

Kapımı kapattı ve sürücü kısmına geçti.
"O zaman Nevralara götürebilir misin ?"
Derin bir nefes aldı ve arabayı çalıştırdı.
Kafamı cama yasladım ve boş etrafı izlemeye başladım. Nevraya kısa bir mesaj atmıştım.
"Ben teşekkür ederim."

Kafasını bana çevirdi ve tekrar yola döndü.
"Ne için ?"
Gözlerimi yoldan çekmemeye özen gösteriyordum.
"Yalnız bırakmadığın için."

Bir süre sessiz kaldı. "Borç defterin kabarıyor benden söylemesi."
Kafamı ona çevirdim.
"Orası senin mekanın mıydı ?"
Dikiz aynasından arkaya baktı ve yola döndü tekrar.
"Evet."

Kaşlarım kalktı.
'O kız da sevgilisi o zaman !'

Şu an araya girmenin hiç sırası değil ama.
"Senin kulağında kulaklık falan mı var yoksa sürekli böyle konuşuyor musun kendi kendine ?"
Ne kadar da uzun bir cümleydi bu.
Al işte rezil olduk aptal.

"Çok anlaşamıyoruz da kendisi ile."

Alt dudağını ısırdı. Yanan selektör ile kafamı arka tarafa çevirdim.
Benim arabamdı. Arkasında bir araba daha vardı.
"Senin arkadaşların mı ?"
Kafasını salladı.

Siyah araba yanımıza yaklaşırken camını açtı ve bize doğru baktı. Urazın gözlerine baktı ve kafasını yola doğru uzattı. Arabayı önümüze doğru kırıp hızını arttırmıştı. Uraz da aynı şekilde hızını arttırınca elimi kenara koydum ve sırtımı koltuğa yasladım.
"Yavaşlar mısın ?"
Kafasını bana çevirdi ve tekrar önüne döndü. Siyah araba ile bildiğin yarışa girmişlerdi.

Hızın arttığını hissederken elimi refleks olarak vitesin üzerinde ki elinin üzerine koydum.
"Yavaşla !"
Nazlı, küçük kız kardeşim trafik kazasında ölmüştü. Arabaları ne kadar sevmesem de hız yapanlar panikatak olmama sebep oluyordu.
Kaşlarını çattı ve arabayı yavaşlattı. Gözleri elimdeydi. Yaptığım şeyi sonradan fark ederek hızla ellerimi çektim. "Pardon !"




———————


Arabadan indim ve soğuk rüzgarın suratıma çarpmasına müsade ettim.
"Eylül !"
Binanın dış kapısından bana doğru koşan Eylüle baktım.
Yanıma yaklaştığında kollarımı sardım ona. "Çok korktum." Dedi kısık sesi ile.
Ondan ayrıldım ve Uraza dönmek için Uraza baktım.
Benim arabam ve arkasında bir araba daha vardı.
Benim arabamda olan kişi indi, anahtarı ve çantamı Uraza verdi. Daha sonrasında bizim geldiğimiz arabaya adımlayıp içeri girdi.
Uzun boylu kumral oldukça yakışıklı birisiydi. Çok tarz bir görüntüsü vardı.
Uraz çantamı ve arabanın anahtarını uzattı. Aldım ve koluma astım çantamı.
"Dikkatli ol." dedi ve benim cevap vermemi beklemeden arabasına bindi.

Kaşlarım çatılırken Nevra ile birlikte binaya girdim.
"Onunla nereden tanışıyorsun ?" Dedi binanın içerisine girdiğimizde.
Asansörün önünde durduk ve derin bir nefes alıp içeri girdim. Geniş bir asansördü ama beni germeye yetiyordu.
Ama merdivenleri kullanamazsın çünkü 12. Katta oturuyorlardı.
Asansörün durması ile kollarımı Nevraya sardım. "Düştük ! Asansör düştü !"
Dizlerimin üzerine düşecektim ki Nevranın bağırmasına kulak kabarttım.
"Eylül geldik hadi !"
Gözlerimi araladım ve etrafa baktım.
Açık olan asanör kapısından hızla çıktım. Etrafıma bakarak elimi kalbime koydum ve derin derin nefes almaya başladım.
"Kalbim çıkacak resmen korkudan."

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin