45. Bölüm

1.3K 166 6
                                    

Dila durduğu yerden dakikalardır atmaca gibi Selim'i izliyordu. Metrelerce öte uzağındaydı ve ne yazık ki çok fazla onun etrafında dolanması, dolansa bile yakınlaşmaları mümkün değildi. Zira bu gece babasının 'iş arkadaşları' grubuna dahil olarak buraya çağırılmıştı. Yine de buna da şükrediyordu Dila. Bütün herkesin sevgilisi gelirken, bir tek kendisininkinin gelememesi onu üzerdi. Babası sürpriz bir biçimde nişana—ve düğüne—Atilla Beyleri çağırınca, dünyalar Dila'nın olmuştu.

Genelde masadakilerle sohbet halinde olan Selim'in gözleri bir an için Dila'nınkilerle kesiştiğinde, yüzündeki gülümseme büyüdü. Dila onların masasının en sıkıcı masa olmasını beklerken en çok gülen masalardan biri oldukları için geldiklerinden beridir Selim hep keyifliydi ve hep ağzı kulaklarına varana kadar gülüyordu. Kısa ama etkili ve aşık bir gülümsemeyle Dila'nın gözlerinin içine birkaç saniye baktıktan sonra tekrar dikkatini masaya verdi. Dila ergen kızlar gibi iç geçirerek oturduğu yerden onu izlemeye devam etti. Yanına birinin oturduğunu hissedince hızlıca başını çevirip gelene baktı. Ahu elinde bir şarap kadehiyle bıkkın bir biçimde Dila'nın yanına çömmüştü. Duvar kısmının önünde, kasa gibi yüksekçe bir şeylerin üstünde oturuyorlardı. Oturdukları yerden mekanın tüm detayı çok güzel görünüyordu. Nişan mart ayı gibi hava muhalefetleri konusunda ne yaşanacağı belli olmayan bir ayda olduğu için kapalı bir alanda oluyordu ama mekanın büyükçe bir kısmı, hatta tavanın bir bölümü bile cam olduğu için oturdukları noktadan manzara bile muhteşemdi.

"Bir nişan için ortalık çok kalabalık değil mi?" diye hayıflandı Ahu şarabından bir yudum almadan hemen önce.

"Öyle ama nişanlanan insanlar Derin ve Emir. O yüzden çok da şaşırtıcı değil."

"Hayır nişan böyleyse kim bilir düğün nasıl olacak?"

Dila artık dikkatini Selim'den çekip tamamen Ahu'ya verdi. "Senin neyin var? Mutsuz görünüyorsun."

"Bu geceyi yalnız geçiren tek kişiyim. Ve böyle romantik etkinliklerde yalnız olmaktan nefret ederim, bilirsin."

Dila tek kaşını kaldırarak biraz doğruldu. "Ben de yalnızım aşkım?"

"Senin sevgilin kavuşamasanız da orada oturuyor işte! O bile yeterli."

Dila hafifçe gülümsedi. "Kaan'la o günden sonra konuştunuz mu?"

Ahu olumsuz anlamda başını salladı. "O iki kez geç saatlerde yazdı ama sarhoş olduğu belliydi yazdığında. Muhtemelen hayatında ilk kez sarhoş olup saracak bir kız bulduğu için buna heves etmiş olmalı."

Dila bu kez de kıkırdadı. "Gerçekten insanın hiç sataşacak eski sevgilisinin olmaması nasıl bir duygu acaba?.. Bence Kaan için sen artık osun. Sen inkar etsen de sana eski sevgili gözüyle bakıyor."

Ahu gözlerini devirdi. Şarabını fondip yaptı. "Hiçbir zaman o şekilde adlandırmayacak. İstemiyorum da zaten. Ben öyle hissetmiyorum çünkü."

"Adlandırmasın. Kendi hissettiğinin önüne geçemez ki! Ben öyle hissettiğine eminim. Börekçide yaşananlar resmen bunun kanıtı. Bu mesaj atmalar da!"

Ahu teyit ister gibi üzgünce Dila'ya baktı. Dila da düşüncesini destekler gibi başını salladı. özgüvenli hareketlerle ayaklandı ve mini elbisesini düzeltti. "O paşa paşa sana dönecek, göreceksin. Açıkça diyecek hem de! Sevgili olmak istiyorum diyecek, seks arkadaşlığı bana yetmiyor diyecek..."

Ahu doğrulurken "Sahi mi?" diye mırıldandı.

"Tabii! Hadi gel içecek bir şeyler alalım da keyfimiz yerine gelsin. Hem etrafta Emir'in yakışıklı arkadaşlarını görüyorum, bence eğlenebileceğimiz bir gece olacak," dedi hınzırca Dila.

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüМесто, где живут истории. Откройте их для себя