15. Bölüm

1.2K 172 2
                                    

Dila sanki kendi başarısıymışçasına hıncahınç dolu mekana tepeden bir noktadan bakıyordu. Tamam çoğu emek Laraların tarafının olabilirdi ama bu kadar adamı bulup getiren Dila'ydı. Her okuldan arkadaşının olması çok güzel bir şeydi! Neredeyse bütün üniversitelere kadar duyurmuştu. Tabii bağış daha çok olsun diye de genelde özel üniversitelere yaymıştı.

"Sen başımıza organizatör mü olacaksın ya?!" Ahu'nun cırlayan ince sesini duymasının akabinde kendisine arkasından dolanan kollarla sırıttı Dila. "Üf ben sıkılırım, sürekli yapamam bu işi. Ama derneklerde çalışıp çocuklar hayvanlar kadınlar doğa için bir şeyler yaparak koca parası yemeyi isterim tabii!" diyerek kıkırdadı. Ahu ona sertçe omuz attı. "Saçmalama kızım! Bu devirde koca parası yemek mi kaldı? O koca köpek olacak köpeeek!"

"Tamam tamam! Derslerime çalışıp meslek erbabı olacağım hocam, kızmak yok!" dedi Dila elini kaldırarak söz verirken. "Seninki geldi mi?" diye sordu. Bu kez de o Ahu'ya omuz attı. Metehan konusu kızlar grubunda ilgiliyle takip ediliyordu.

Ahu sırıttı. "Yoldaydı, geliyordu. Giriş ücretinin on katını verdi hem de!"

"Oha, atıyorsun! Cidden mi!"

"Eveeet! Çok tatlıydı salak. Bunu nasıl anlatmadım ben size? Bu arkadaşlarıyla otururken ben broşürü verdim, anlattım böyle. Milletin hoşuna gitti, hem eğlence hem de güzel bir amaç için olması. İşte nazikçe sordu daha fazla bağış yapma şansımız var mı? Giriş limitli ama bilet almadan ekstra para verebiliyor muyuz diye. Ben de dedim bağış olarak faturalandırırsak neden olmasın? İki katını vereceksen sana ekstra bir öpücük hakkı kazandırır bu dedim."

Dila kıkır kıkır gülerken gözleri kısılana kadar sırıtmıştı. Ahu anlatmaya devam etti. "Sonra ben bunu öpünce bu şapşal demez mi o zaman ben on katı vereyim, on öpücük alabilir miyim diye?"

"Yaaa!"

"Ben başta şaka yaptı sandım. Sonra cidden verdi!"

"Sonra sen de cidden öptün?"

Bu defa Ahu sinsice sırıttı. "On öpücüğe bedel başka bir öpücük verdim diyelim."

Dila bu sefer daha tiz ve daha uzun bir şekilde "Yaaaaaa!"ladı. "Ben de sevgili istiyorum! Çok tatlı böyle! Ben de istiyorum!"

"Valla bu gece bulmak için ideal bir gece. Sevgili olmasa da ufak tefek flörtler edebilirsin. Ben senin yanına gelene kadar bir sürü yakışıklı erkek gördüm bile!"

Dila parmaklarını birbirine geçirerek ileri geri esnetmek suretiyle çıtlattı. Ahu onun bu hazırlanma haline güldü. Beraber aşağı diğerlerinin yanına indiler.

Aynı esnada barlardan birinin sonunda iki yüksek taburede yan yana oturmakta olan Tolga ve Derin kardeşlerin günü çok iyi geçmiyordu. Çoğunluğu üniversiteli gençler ve otuz yaş altından oluşan bir partide oturmuş mojito içiyorlardı. Derin'in zaten son günleri pek iyi değildi. Tolga da işte yoruluyordu. Ayrıca hala 'bundan sonra önüme bakacağım' stratejisinde bir noktaya gelememişti. Instagram'dan Zümrüt'ün balayı fotoğraflarına bakıp duruyordu.

"Bu ne mutsuzluk böyle, mutsuzluğunuz ve enerji düşüklüğünüz sayesinde sizi çok kolay bulabildim!" Can da her zamanki yüksek enerjisiyle ikilinin yanında bitti. İkisinin arasından bara doğru eğilip "Ben de bir mojito alabilir miyim?!" diye bağırdı barmenlerden birine. Sonra dönüp bir sağına bir soluna baktı. "N'oldu cidden? Karadeniz'de gemileriniz mi battı?"

"Benim gemilerim şu an Bali'deler. Hayallerimin tatilini yapıyorlar," dedi Tolga. Can onun bu yanıtı üzerine bir şey diyemedi. Haklı olarak sustu. Sonra bakışlarını Derin'e çevirdi.

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüWhere stories live. Discover now