44. Bölüm

1.4K 171 7
                                    

Ahu aralıksız iki buçuk saattir devam eden dersten çıkarken boynunu ovalıyordu çünkü uzun bir süredir tek pozisyonda kalmış şekilde dersi dinlemişti. Ve böyle kaldığını da fark etmeyince biraz tutulmuştu. Yine gecesinde doğru düzgün uyuyamadığı, yorgun geçirdiği günlerden biriydi. Sabahtan bir dersi vardı ve öğleden sonra da bu işkenceye maruz kalmıştı. Bir ara hiç bitmeyecek sanmıştı ama neyse ki bitmişti. Artık gidip Derin ve Emir'in nişanı için kıyafet bakmaya devam edebilirdi. Belki Dila da gelecekti hem.

Önce kendine bir kahve almak üzere her zamanki gibi kafeye yöneldi. Daha kafeye yeni yaklaşıyordu ki okuldan tanıdığı birilerinin arkasından seslendiğini duyunca durdu. Arkasını döndüğünde Ceyhan'ın koşarak kendisine doğru geldiğini gördü.

"Ahuu! N'olmuş duydun mu?!" dedi heyecanla Ceyhan.

"N'olmuş? Yok, bir şey mi olmuş?"

"Kaan ve Mete yine birbirine girmiş. İkisinin de yüzü gözü dağılmış. Çocuklar ayıramamış, güvenlik gelmiş anca ayırmış. Dekanlığa gitmişler falan..."

"Nasıl? Ne ara, ne zaman olmuş bunlar?" diye panikle sordu Ahu. Biraz çekingence "Nedenmiş peki?" diye ekledi. Kendisi yüzünden olmasından korkuyordu. Her şeyi de bencilce kendine bağlamak istemiyordu ama...

"Bilmiyorum ki! Ben sadece bir iki saat önce kavga ettiklerini duydum. Fakültede girmişler birbirlerine. Belki senin detaylardan haberin vardır dedim. Metehan olunca bir taraf..."

Ahu hemen dikelerek "Bana ne Metehan'dan ya! Ben onun hakkında bir şey bilmiyorum, o da benim hakkımda bilmez," dedi. Sonra Ceyhan'a gereksiz yükseldiğini fark ederek hızlıca toparlandı. "Neyse işte... Bilmiyorum ben. Dersteydim iki buçuk saattir. Hülyalara falan sorarım olmadı. Şimdi gitmem lazım."

"Tamam bana da haber ver, aşırı merak ettim."

Ahu duruma iyice sinir olarak kafeye yönelmek yerine, pek de tercih edilmeyen kahve otomatlarından kahve almaya karar verdi. O yüzden en yakın fakülte binasına hızlı adımlarla yürüdü. Bu konuyu aşırı merak etmişti.

Kaan'ı arayıp aramamak konusunda kararsız kaldığında fakülte girişinde yavaşlayarak durdu. Başını önünden kaldırdığı bir anda Metehan'ın arkadaşlarından olan Ceyda ile göz göze gelince yüz ifadesi afallar gibi değişti. Ceyda ona tavır alarak yönünü değiştirirken Ahu son anda onun peşine takıldı. "Ceyda! Ceyda iki saniye durur musun?"

Ceyda oflayarak ve gözlerini devirerek durup ağır ağır Ahu'ya döndü. Ahu onun bu gereksiz surat yapan tavrını görmezden gelmeye çalıştı çünkü durumu çok merak ediyordu. "Duydum ki bir şeyler olmuş. Senin haberin var mı? Vardır mutlaka."

Ceyda alayla güldü. "Allah Allah! Senin nasıl haberin olmayabilir ya? Üstelik de her şeyin sorumlusu senken?"

Ahu dumura uğramış gibi Ceyda'ya bakarken "N—na-nasıl?" diye kekeledi. "Benim gerçekten olan bitenden haberim bile yok."

Ceyda ellerini trençkotunun ceplerine koyarak bezgin ve kızgın bir şekilde anlattı. "Mete senin ve Kaan'ın fotoğraflarını görmüş. Konuşmaya gittiğinde Kaan Bey delirip bağırıp çağırmış. Her şeyi de anlatmış. Nasıl Mete'nin arkasından iş çevirdiğinizi, onu atlatıp iki gün sonra Kaan'ın kucağına düştüğünü herkes biliyor. Ama merak etme... Kaan'ın geride bıraktığı malzemeyle sen gündem konularına dahil bile olamazsın." Alayla gülerek saçlarını savurup gidecekken Ahu onu kolundan tutup sertçe durdurdu. "Ne malzemesi? Adam gibi açıkla şunu!"

"Sanki bilmiyorsun... Kaan'la düşüp kalkarken her şeyi öğrenmedin mi sen?!"

"Kes şunu artık!!! Mete'nin bana yaptıklarını ne çabuk unuttun?! Sen de bir kadınsın, bunu normal karşılayamazsın! Mete'nin tarafında olamazsın! Kaan'la olan ilişkim benim konum ama Mete'nin bana verdiği zarar, beni bile aşan bir konu!"

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüWhere stories live. Discover now