3. Bölüm

1.5K 180 13
                                    

Leyla sonunda bunu başardığına inanamıyordu. Bunun daha önce aklına gelmemiş olduğuna inanamıyordu ama neyse ki bir noktada gelmişti. Bir süredir okulun forumundan biriyle mesajlaşıyordu. İkisi de fotoğrafçılıkla uğraşıyordu ve genelde bu konu üzerine konuşuyorlardı. Ama forum üzerinden haberleşerek anonim kimliklerini çok uzun süredir korumaktaydılar. Ta ki Leyla akıl edip çocuğu diğer platformlarda aratana kadar.

Çocuğun kullanıcı adı, adı soyadından oluşuyordu. Birkan Şener'di yani. Çocuğun Instagram'ı Tiktok'u falan öyle şeyleri yoktu, eğer tutup da oralarda nickname kullanmıyorsa. Ama Leyla'ya o platformlarda hesabının olmaması normal geliyordu. Belki Instagram'da sırf çektiği fotoğrafları paylaşmak için anonim olabilirdi. Ama onu bilmiyordu.

Lakin Facebook'u vardı! Şu an aktif kullanmıyordu ama kapamadığı, kıyıda köşede kalmış bir Facebook hesabı duruyordu. Üstelik bir iki tane ortak arkadaşları olduğu için rahat rahat profili de stalklayabiliyordu. Fotoğraflar falan eskiydi ama sorun değildi. Zira çocuk çok tatlıydı! Yani Leyla hep böyle hayal etmişti ama hayal ettiğinden de tatlı çıkmıştı çocuk. Şimdi bu fotoğraflardan bir tık daha büyük görünüyor olmalıydı. Tabii öylesi daha bile iyiydi.

Bu çocukla yüz yüze tanışmayı ve görüşmeyi acayip istiyordu. Çok uzun süredir böyle konuşuyorlardı. Neden şimdiye kadar beklemişti onu da bilmiyordu. Yani yakışıklı olduğunu bilmese de hala ondan hoşlanıyor olacaktı. Hala onunla görüşmek istiyor olacaktı. Değişen de bir durum yoktu.

Lafı utanmadan bir yerinden çıtlatmalıydı... ama neresinden? İşte bunu sorabileceği kişi zıplaya zıplaya kendisine doğru geliyordu.

"Beklemişsin! O kadar da tehdit ettin bırakacağım diye. Kıyamıyorsun bana işte, kabul et!" Dila Leyla'nın karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Leyla'nın soğumaya yüz tutmuş kahvesinden bir yudum aldı. Suratını buruşturdu. "Buz gibi olmuş bu! Yeni bir tane alayım mı?"

Leyla cıkladı. "İstersen kendine al."

Dila omuzlarını silkti. "O zaman ben de istemem. Evde içerim." Leyla'nın yüzündeki kıpır kıpır ifadeyi fark ederek birden gülümsemeye başladı. "Sana ne oldu da böyle keyiflisin? Yüzünde ilginç bir mutluluk var!"

Leyla kendini tutamayıp biraz sırıttı. "Yok bir şey. Keyfim yerinde sadece!"

Dila sinsice gözlerini kıstı. "Sen beni mi kandırmaya çalışıyorsun? Yine o çocukla yazışıyordunuz değil mi?"

Leyla'nın sırıtışı büyüdü. "İlişme bana! Mutluyum işte! Hadi kahveni içmeyeceksen gidelim." Beraber ayaklandılar. Bu sırada fikir almak adına Leyla lafa bir yerinden girmeye karar verdi. "Ben bu yazıştığım çocukla tanışmak istiyorum artık. Sence nasıl lafı oraya getireyim?" diye sordu yürürlerken Dila'ya.

Dila eğlenerek kardeşine baktı. "Sonunda be! Sonunda! Neden daha önce yazmadıysan zaten? Direkt yaz bence, düşünecek bir şey yok."

"Dila abartma! Bir konu sonucunda laf oraya gelsin istiyorum. Kabak gibi isteyen tek taraf olmak istemiyorum. O da istesin istiyorum."

"Sence istemiyor mudur? Bence o da deli gibi istiyordur zaten de, sormaya çekiniyordur."

"Öyle mi diyorsun?"

"Öyle tabii! Senin gibi birini görmek istemeyecek de ne yapacak? Sonsuza dek yazışacak mısınız?"

Leyla buna bir yanıt veremedi. Arabaya geldiklerinde hala düşünceliydi. Dila yanında kemerini takıp müziği açarken "Ya asıl!!! Ben bu hafta sonu bir fotoğraf etkinliğine katılacağım sanırım," dedi. O radyo kanallarını gezerken Leyla da arabayı çalıştırdı. "Ne etkinliği?"

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüWhere stories live. Discover now