22. Bölüm

1.4K 175 15
                                    

Ahu sabahki dersi kaçırdığı için okula ancak öğlen gelebilmişti. O kadar sersem gibiydi ki... Dün Dila ve Leyla'yla çok fazla içip, akşamdan kalma bir halde uyanmıştı. Kızlar Antep'te çok fazla dedikodu biriktirmişlerdi. Son zamanlarda kendisi sürekli Metehan'ı anlattığı için onlara da dolu dolu hayatlarındaki gelişmeleri anlatmaları için fırsat tanımıştı. Bunun sonucu olarak sabaha karşı ancak uyuyunca, öğlen on bir buçukta anca uyanmış, apar topar okula gelmişti. Saat birde bir dersi daha vardı. Yarım saat kadar olan o ara vakitte kahvaltı namına bir şeyler atıştırmayı planlayarak kafeye gelmişti. Aceleden daha telefonuna bile bakamamıştı. Aslında Metehan'ın bugün sabahtan dersi vardı. Gelmiş olmalıydı. Ama öğlen dersi yok diye gitmiş de olabilirdi. Gerçi Ahu'yu beklemeyi seviyordu. Bu da Ahu'nun hoşuna gidiyordu.

Kafeye girdiğinde, özellikle tanıdığı ya da en azından sima olarak tanıdığı insanların kendisine bakarak fısıldaştıklarını hissedince durumu bir garipsedi. Hiç kendisine böyle alenen bakılmazdı. Hadi ilk aylarda 'meşhur kızıl güzel' diye çok fazla nazar toplamıştı ama o zaman bile böyle bakışlarla karşılaşmamıştı. Sanki millet kötü bir şey yapmış gibi bakıyordu ona.

"N'oluyor ya?" diye kendi kendine mırıldanarak kafedeki yiyecek vitrininin önüne geldi. Bir tost alıp bir de çay söyledi. Tost ısıtılırken ancak telefonuna bakma fırsatı buldu.

Birkaç arkadaşından mesaj gelmişti ama ilk olarak Hülya'dan gelen büyük harfli mesajları açtı. Mesajlarda okuduğu şeyleri algılamak için defalarca kez aynı cümleleri okuması gerekti.

'KIZIM BÜTÜN OKUL SENİ KONUŞUYOR!'

'METE SALAĞI KENDİ ARKADAŞLARINA SANA NASIL 'ÇAKTIĞINI' BALLANDIRA BALLANDIRA ANLATMIŞ, BUNLAR DA TABİİ KULAKTAN KULAĞA YAYMIŞ.'

'HER YERDE İNSANLARIN SENİNLE İLGİLİ FISILDAŞTIĞINI DUYUYORUM.'

'NASIL BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR? BANA DAHA BİRLİKTE OLMADIK DEDİN?'

'HERİF SANKİ S&M SEKS YAPMIŞSINIZ GİBİ SENİ ANLATMIŞ'

Ahu ellerinin titrediğini görünce tezgâha tutunmak zorunda kaldı. Etrafındaki insanlara baktı. Artık alenen bakmıyorlardı ama arada kaçak bakışlar yakalıyordu.

Sahiden ayıplar gibi bakıyorlardı. Utançtan olduğu yere gömülür gibi hissederken gözleri dolmaya başladı. Yemekleri bir anda boş vererek hızla kafeden çıktı. Elleri titremekten zar zor Metehan'ı bulup aradı. Ağlaya ağlaya onun fakültesine gitti. Telefon defalarca kez çaldı ama açılmadı. İki kez daha aradı ama bir türlü yanıt alamadı. Tüm fakültede, kendisine bakan rahatsız edici bakışlara rağmen olabileceği her yerde onu aradı. En sonunda bulamayınca pes ederek kimsenin uğramadığı bir köşeye sinerek sessizce ağladı.

"Nasıl yaparsın bunu?! Nasıl yaparsın! Neden? Ben sana ne yaptım da böyle oldu?" diye mırıldandı bıkkınca. Gerçekten hiçbir şey yapmamıştı. İlişkilerinde hiçbir sorun olmadığını sanıyordu. Metehan'ın ona büyük bir hayranlık duyduğunu, hatta neredeyse sevdiğini sanıyordu. Ahu zaten onunla birlikte olmaktan kaçmıyordu! Sadece şimdiye kadar öyle bir an yaşanmamıştı, hepsi buydu. Metehan onun bundan kaçtığını düşünerek mi böyle bir yalan uydurmuştu? Neden gelip önce Ahu'yla konuşmamıştı? Açıkça artık bunu istediğini söyleyebilirdi.

"Ve ben de böyle iğrenç bir herife hayır demeyecektim az kalsın..." diye mırıldandı burnunu silerken. Sonra sindiği yerden kalkıp tekrar ortalık yere çıktı. Elini yüzünü yıkamak üzere tuvalete gitti. Tuvalete girer girmez iki kızla göz göze gelince yine bütün tadı kaçtı. Kızlar dut yemiş bülbül gibi susuyorlardı ama bakışlarından ne kadar yargıladıkları belliydi.

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüWhere stories live. Discover now