20. Bölüm

1.4K 173 13
                                    

Levent birasından büyük bir yudum alarak bu buz gibi gecede muhteşem görünen mehtabı izliyordu. Aralık ayı iyiden iyiye kendini hissettiriyordu artık. Kış mevsimini severdi. Hele bir de kar yağdı mı bayılırdı Levent. Çocukluğundan beri en sevdiği şeydi. Çünkü aklının olan bitene erdiği ilk zamanlardan beridir her kar yağdığında babasıyla ve annesiyle sokağa kartopu oynamaya çıktığını hatırlıyordu. Babası karda onun en sevdiği şeyleri yaparak eğlendirir, her isteğini yerine getirirdi. Beraber kızaktan bozma bir şeylerle yokuşlarda kayarlar, yokuş sonlarında karlara gömülüp kahkahalarla gülerlerdi. Bu anılarını dün gibi hatırlıyordu. Rockstar bir kardan adam yapmak için saatlerce uğraşırlardı.

Sanıyordu ki o zamanlar babasıyla geçirdiği en samimi ve en güzel zamanlarıydı. Git gide bu heyecan azalmıştı.

"Lütfen kar yağsın, lütfen..." diye mırıldanarak gökyüzüne baktı. Şu an yağma ihtimali sıfırdı ama en azından belki yakın bir zamanda dileği gerçek olurdu.

"Üşümüyor musun burada böyle?" Seda'nın sesini duymasıyla bakışlarını dolunaydan çekerek terasın girişine çevirdi. Bu akşam okuldan bir arkadaşlarının ev partisindelerdi. Çocuğun babası Karun kadar zengindi ve evleri de—daha doğrusu villaları—Kemer Country gibi lüks bir muhitteydi. Ormanın içinde muhteşem bir evdi. Parti vermek için çok idealdi Levent'in dürüst olması gerekirse. Tabii asla bir Elmaskayaların evi değildi...

"Yok, üşümüyorum. Soğuğa alışkınım ben." Levent sözlerinden sonra yavaşça ona doğru döndü. Tırabzanlara yaslandı.

Seda gülümseyerek üstündeki yün şala iyice sarınırken Levent'e doğru yürüdü. Teras pek geniş olduğu için birkaç adım atması gerekmişti. "Doğru, unutmuşum. Sen Süpermen gibi bir şeydin."

Levent bu sözlere hiçbir şey demedi. Bu parti bir liseli partisi olduğu için Özgü'yü davet etmemişti. Özgü bu insanların arasında sıkılır diye düşünmüştü. Her ne kadar akranlarının çoğunu geri zekalı bulsa da, Özgü'nün birçok arkadaşından daha aklı başında insanlar oldukları da kesindi. O yüzden bir şey diyemiyordu.

"Asıl sen üşümüyor musun? Sen kolay üşürsün. Durma burada böyle." Son cümlesini söylerken Seda'nın çıplak olan bacaklarına kaydı bakışları bir an için. Hava buz gibiydi ama hanımefendi kısacık etek giymekten geri kalmamıştı.

Seda'nın dudaklarının bir tarafı kıvrıldı. Bir tane sigara çıkarıp yakarken "Bunun için çıktım, hem seni de yalnız görünce yanına gelmek istedim," dedi. "Neden bu gece teksin? Okulda bir kız arkadaşın olduğuna dair dedikodular dönüyor. Üstelik de yaşça senden baya büyükmüş."

"Bu okulun çenesi çok düşük. Onlara neymiş benim arkadaşlarımdan?" Levent verebileceği en doğal tepkiyi vermişti.

"Hemen kızma Süpermen, merak ettim sadece. Ondan sordum. Eğer gerçekten senden büyük bir sevgilin varsa bu tam senlik bir hareket olurdu. Ruhun otuz yaşında olduğu için."

Levent tekrar dışarı doğru dönerek karanlık ağaçlık alanları izlemeye başladı. Seda yanında sigarasının dumanını üflerken paketi Levent'e doğru da uzattı.

"Sağ ol, kullanmıyorum ben."

"Hala mı? Bak işte bu senlik bir hareket değil."

"Niye? Her müzikle uğraşan tipin sigara içmesi mi gerekiyor?"

"Genelde... Kıvanç falan da içiyor malum... Çevrende içen çok. Şimdiye alıştırmışlardır sanıyordum."

Levent cıkladı. "Öyle bir isteğim yok."

Bir müddet sessizce yan yana durdular. Daha sonra Levent Seda'nın elini kendi kolunun üstünde hissetti. Yavaşça kolunun üst taraflarını okşayarak omzuna kadar çıktı. Biraz şaşkınca ona doğru dönüp yüzüne baktı. "N'apıyorsun?"

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüWhere stories live. Discover now