Geri çekildiğinde Anıl onun gözlerinin içine hayranlıkla baktı. Ağır ağır Yaz'ın yüzünü okşarken Yaz "Bence artık senin ya da benim odamı giyinme odasına ya da çalışma odasına çevirmeliyiz. Ya da misafir odasına..." diye fısıldadı. Ara ara gözlerini kaçırarak devam etti. "Malum artık herkes de biliyor, ziyarete de gelmek isteyeceklerdir yeni evimizi... Boşuna ayrı ayrı kalmaya devam etmeye gerek yok değil mi?"

Bu ikisi için de yepyeni bir alışkanlık olacaktı. Onlar İsviçre'de bile aynı yatakta yatmadıkları için ikisi de başkasıyla aynı yatakta uyumaya alışkın değillerdi. Yaz'ın tatillerde diğer kızlarla uyuma deneyimleri vardı ama bu başkaydı tabii.

"Bizden başka böyle çift yoktur herhalde. Gerçekten çok garibiz..." diye mırıldandı Yaz bakışlarını öne eğerken. Anıl hemen onu çenesinden tutup başını kaldırdı. "Öyle düşünme. Bize kimse karışamaz. Herkes bizden daha rahat diye biz birbirimizi onların sevdiğinden daha az seviyor olmuyoruz sonuçta."

"Tabii ama yine de... ne bileyim işte! Garip."

Anıl yamuk bir gülüşle Yaz'a bakmayı sürdürdü. "Bence de benim odamı yavaştan öldürebiliriz. Bunu ben de çok isterim."

***

Yaz oldukça stres dolu bu ilk 'beraber yatma' gecesinde çok zor uykuya dalmıştı. Kendisinin aksine günlerdir aşırı yorgun olan Anıl daha yastığa kafasını koymadan sızmıştı. Yaz tam uykusunun en güzel, en derinlikli noktalarındayken arkasından dolanan bir kolla ve iç çekiş sesiyle gözleri pat diye açılıverdi.

Sarılan tabii ki Anıl'dı ama Yaz hazırlıksız yakalanmıştı. Üstelik uykusu da hafif olduğu için şu olaya kolayca uyanması kaçınılmaz olmuştu.

Anıl kafasını onun saçlarına doğru gömerek mışıl mışıl uyumaya devam ederken Yaz bir memesini tutan elden kıllanarak göz ucuyla Anıl'ın sağ eline baktı. Acaba rüyasında neler görüyordu da sonucu bunlar oluyordu?

Ağır ağır sırt üstü dönerken Anıl da onun hareket etmesiyle sersem sepelek bir halde gözlerini araladı. Hala bir elinin Yaz'ın memesinin üzerinde olduğunu ve Yaz'a yapışık halde durduğunu idrak etmesi bir hayli vaktini aldı. Elini ve Yaz'ın merak dolu bakışlarını fark ettiğinde elini çekti ve uykulu bakan gözleri biraz büyüdü. "Pardon, uyandırdım mı ben..." diye tarazlı bir sesle mırıldandı. "Alışkın olmayınca... işte..."

Yaz alt dudağını hafifçe kemirdi. "Sıkıntı yok, tepiklemedin sonuçta. Ben de çok derin uyumuyordum... ondan..." diye fısıldadı. İkisinin arasında bir süre sessiz bir bakışma süregeldi. Yaz garip bir biçimde bunun sadece Anıl'la değil, hayatında yaşadığı en romantik anlardan biri olduğunu düşünüyordu. Çaktırmadan, ağır ağır sağ elini yukarı çıkararak Anıl'ın utanarak kendi göğsüne çektiği sağ elini kavradı. "Biliyor musun, tek çocuk olmama rağmen çok uzun zaman boyunca yalnız uyumaktan korkarak yaşadım," diye mırıldandı Yaz. Bakışları Anıl'ın elini tutan elindeydi. Sanki onun her bir parmağını ayrı ayrı seviyormuş gibi okşuyordu. "İlk kez bu gece gerçekten farklı hissediyorum ve bundan sonrası çok güzel olacakmış gibi geliyor." Gülümseyen bakışlarını kaldırdığında Anıl'ın gözleri parlayarak kendisine baktığını, hatta sanki içini okur gibi gözlerinin ta derinine baktığını fark etti.

Anıl uzun uzun onun göz bebeklerinin içine baktı, tüm aşkı içinden taşarken Yaz'ın elini tutan elini sıkarak hem onu kendine çekti, hem de kendisi Yaz'a doğru uzanarak onun dudaklarına kapandı. Müthiş bir açlıkla onu öperken sanki kendisine bambaşka bir cesaret gelmiş gibi hissediyordu. Bugüne kadar hiç sahip olmadığı, hiç yakalayamadığı bir istek ve güven boyutuna ulaşmıştı. Yaz bile ondaki şehvet karşısında şaşkındı ama buna tepki verebilecek kadar bile bir alan tanımıyordu Anıl ona. Zaten Yaz da her ne kadar aklından geçse de 'sen gerçekten rüyanda görüyordun da böyle oldu' diye şaka yapıp anın büyüsünü bozma riskini almak istemiyordu.

GGK: 2 - Gerçek Aşklar KulübüOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz