12- ÇILDIRMAK

14.1K 959 170
                                    

" AAHHH!!! "

Deli gibi bağıran adamla, Devran sıçrayarak yerinden doğruldu. Sabahın köründe ne gibi bir şeye sinirlenmiş olabilirdi ki diye düşünürken, uykulu gözlerini ardından kopan gürültüyle iyice araladı. Uykusundan tamamen sıyrılmıştı artık.

Yattığı eski minderden tutulan bedenini zar zor kaldırdı. Başını arkaya çevirdiğinde gördüğü şeyle korkuyla yerinden kalktı.

Ayaz denen adam, elini yumruk yapmış, mağaranın soğuk duvarlarına bütün gücüyle vuruyordu. Elini vurduğu duvar tamamen onun kanıyla boyanmıştı. Buna rağmen sanki canı yanmıyormuş gibi hızla vurmaya devam ediyordu.

Bir yandan yumruklayıp bir yandan bağıran adamla, Devran'ın ağzından korku dolu bir inleme kaçtı.

Üstü başı dağılan adamla ne yapacağını bilemedi. Vurduğu elinden bir çıtırtı yayıldığında yüzünü buruşturarak geriye çekildi. Devran onun duracağını zannetti ama hayır, daha hızlı vuruyordu. Bu gidişle elini kullanamayacak hale getirecekti.

Adam öfkeyle elini duvardan çektiği gibi arkasını döndü. Sanki gözü hiçbir şey görmüyormuş gibi duruyordu.

Gözlerinin yeşili tamamen kan kırmızısına dönmüştü. Bu halini ilk defa gören Devran, korkuyla geriye çekildi.

Etrafta dönüp duran adam başını bir o yana bir bu yana çeviriyordu, sanki bir şey arıyormuş gibi.

Bir ses duyduğunda başını mağaranın girişine çevirdi Devran. Birkaç silahlı adam yaklaşmaya korkar gibi bakıyordu. Sadece duruyorlardı, onlar da en az içerideki Devran kadar korkuyordu.

İçlerinden biri bir diğerine bir şeyler söyleyip onu yolladığında, Devran gitmek için hareketlendi. Burada kalmak istemiyordu, onun normal haline bile korkarken bir de zıvanadan çıkmasına daha fazla endişeleniyordu.

Birkaç adım atmıştı ki, kolundan sertçe tutulup geriye doğru çekilmesiyle ağzından korku dolu bir inilti kaçtı. Ayaz onu kendine çevirdiği gibi her iki eliyle kolundan tutarak sarsıyordu.

" Nereye gittiğini sanıyorsun sen!! "

Devran elinden kurtulmak için çırpınırken, delirmiş gibi sert çıkan sesini duyduğunda bakışlarını yüzüne çıkardı. Adamın gözleriyle karşılaştığında gözleri korkuyla büyüdü. Öyle deli bakıyordu ki Devran istemsizce yutkunmuştu. Yeşillerinin içi ve etrafı kırmızı olmuştu. Gözlerinin beyazında ise damarları kızarmış ve yüzündeki bütün damarlar patlayacak gibi belirginleşmişti.

" Bırak beni. İmdat! "

Kolunu kıracakmış gibi sıkan adamla acıyla bağırdığında, dışarıdan sesler geliyordu. Hava bile daha aydınlanmamıştı. Dışarının soğuğu içeriye akın ediyordu. Böyle bir saatte neye sinirlenmişti de, böyle kafayı yemişti anlam veremiyordu Devran.

Adamlar içeriye girmişti ama korkudan yaklaşamıyorlardı, sanki bir şey bekliyorlardı. Ama Devran aynı şeyi bekleyemeyecek kadar acı çekiyordu ve korkuyordu.

" Bırak! Ruh hastası herif!! " diye bağırdı.

Artık bu adamdan kurtulmak istiyordu. Ve bunun için de tek çaresi, kaçtığı adamlarda medet ummaktı.

" Ağam lütfen sakinleş..."

" Ağam. Bırak hayde onu..."

Ayaz hiçbir şeyi umursamadan, elinin altında korkuyla çırpınan adamın kolunu daha fazla sıktı. Ondan o kadar nefret ediyordu ki, şimdi, şu an onu öldürmek istiyordu. İçindeki bir dürtü onu bunu yapmaya itiyordu. Karşı koyamıyordu. Gözü kandan başka bir şey görmüyordu. Sadece içindeki o deliyi tatmin etmek istiyordu.

SOĞUK-Gayजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें