3- ACIMASIZ

19.6K 1.2K 414
                                    

Başına bir ağrı saplandığında uyanmak için gözlerini kırpıştırdı.

Etrafında sesler duyuyordu ama ne dediklerini tam idrak edemeyecek kadar çok başı ağrıyordu.

Gözlerini yavaş yavaş açtığında gözlerinin önünden bir beden geçti. Ve biraz daha uzakta birkaç bulanık beden görüyordu.

Yavaş yavaş kendine geldiğinde etrafındaki sesler de daha anlaşılır olmuştu.

" Ağam?"

" Söyle!"

Onun sesini duyduğunda gözlerini açmak istemedi. Ama açmıştı bir kere. Sesi ölüm kokuyordu resmen. Bir insanın ses tonu nasıl tüyler ürpertebilirdi?
Ama bu adamınki öyleydi. Hemde öyle bir şeydi ki, sanki azrailin kendisi gibiydi.

Kendisine yaptığı şeyleri hatırladıkça tüyleri diken diken oluyordu. Ellerine kaydı gözleri.
Hala bağlıydı. Elinin üstü morarmıştı.
Bu kadar vicdansız birinin eline düştüğü için lanet okuyordu kör talihine.

" Dijvar haber yollamış. Kıştan sonraya kadar biraz adam toplayıp eğitsin, daha fazla adama ihtiyacımız var demiş..."

Adam söylerken bile titriyordu. Devran yüzünü göremese de adamın sesinin bile titrediğini işitti. Bu adam bu kadar korkutucu muydu?
Gerçi sadece birkaç saat geçirmişti onunla, ama onda bile canını yakmak için elindem geleni yapmıştı bu cani adam. Adamları yıllardır yanındalardı herhalde. O yüzden daha fazla tanıyordu onu, tabii ki de korkacaktı böyle birinden.

" İyi yapalım bakalım!"

Gözlerini tamamen açmış, önündeki sönen ateşten geriye kalan küle bakıyordu Devran.

Adamın ayaklandığını çıkan sesten anlamıştı.
Önünden geçip karşısında duran, az önce gördüğü kişilere yürüdü adam.

Karşısında gördüğü bedenlerle şaşırdı. Çünkü hepsi de elleri bağlı, kendi yaşında olan gençlerdi. Onları da kaçırmıştı.

Gördükleri karşısında hala kendine gelememişken adamın sesini işittiğinde yüzünü ona çevirdi. Çocukların önünde ellerini arkada bağlamış bir şekilde duruyordu. Sırtı kendisine dönük olduğu için yüzünü göremiyordu. Ama dün gece ağzına sardığı puşiyi boynunun etrafına sardığını görebiliyordu.

" Peki o Dijvar, benim onları nasıl eğittiğimden haberdar mı?"

Yanındaki adama yönelik konuştuğunda adam anında başını sallamıştı.

" He ağam biliyor."

Sanki bundan memnunmuş gibi başını yavaşça sallamıştı.

" İyi güzel."

Kendi kendine konuştuğunda gözünü önündeki 16-27 yaş aralığında olan gençlere çevirmişti. Her birini tek tek süzdüğünde, karşılarında elleri arkada bağlı olan gençler korkuyla olacakları bekliyorlardı.

Hepsi de ailelerinden koparılıp zorla buraya getirilmişti. Tıpkı Devran'ın olduğu gibi. Hepsi de zorla vatan hayini edilmeye çalışılıyordu.

Gençlerin hepsi karşısında korkudan titriyordu. Hiçbiri gözlerinin içine bakamıyordı bile. En az on beş tane vardı. Ama içlerinden çoğu yirmi yaş altındaydı. Sadece birkaçı yirmiden büyüktü.

Dışarıda dün olduğu gibi hava kötü değildi. Hatta güneş ışınları mağarayı aydınlatıyordu. Muhtemelen kar biraz da olsa erimişti.

Devran buz kesen vücudunu mağaranın soğuk zemininden kaldırdı zorla da olsa. Dünden beridir bu buz gibi taşta yatıyordu. Ama en azından adam insaf etmişti de onu ateşin önüne bırakmıştı. Tabii bu da onun için değil, kendi içindi. Belli ki onu da diğerleri gibi terörist yapacaktı.

SOĞUK-GayTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon