ayyaş ruhum sayıklıyor, her zerrem sende çarpıyor.

Start from the beginning
                                    

"Benimle uyu bu gece."

Tam da tahmin ettiğim gibi bir ifadeye bürünmüştü yüzü. Bir sürü itiraz sıralayacağını anladığımda ellerimi öne uzatarak onu durdurup "Ya gece çişim gelirse?" diye sormuştum. "Yürüyemem tek başıma. Gerçekten yalnız mı bırakacaksın beni?"

"Biraz önce acımıyor demiştin." diye karşılık verdi. Omuzlarımı sallayıp zekice öne sürdüğü hatırlatmasına aldırmadan "Ya gece acırsa?" diye üsteledim. Bir süre tereddüt dolu gözlerini üzerimde gezdirse de sonunda razı olmuştu ve o gece ilk defa birlikte uyumuştuk. Yan yana uyumaktan nedense çok utanmıştım, Jimin de zaten buna yeltenmedi. Yatağın, ayaklarımı uzattığım kısmına kafasını koydu. Biraz yerinde kıpırdanıp durdu. Sonunda da "Dizlerine değmekten korkuyorum." dedi, karnımda cıvıldayıp duran kuşların sesi yüzünden onun cılız sesini çok zor duymuştum.

Biraz toparlanıp ona doğru baktığımda omuzlarımı silkeleyerek "Kafanı koy o zaman." dedim. Kafasını dizlerimin üzerine bırakması daha büyük bir riskti aslında. Jimin de bunu anlayacak yaştaydı o yüzden bir saniyeliğine bana bunu izah etmeye çalıştı ama bir saniye sonra vazgeçip yaralarımın yerini ayarlayarak kafasını dizlerime koydu. Uyumadan önce beni diz kapaklarımdan bir defa daha öptüğünü hatırlıyorum.

Yaralı olduğum halde o zamana kadar çektiğim en huzurlu uykuydu bu. Jimin'in bizimle yaşamaya başladığı ilk gece.

Şimdi de böyle bir huzurun kollarında hissediyordum.

Yeni yeni uyanmaya başlayan zihnimin algıladığı ilk şey; bulutların üzerinde koşturuyormuşum gibi hissettiren bir hafifliği, bedenimin her yanına taşıyan kokuydu. Sanki yürümeyi öğrendiğim günden bugüne kadarki tüm adımlarım sıfırlanmış, bütün kaygılarımı benimle birlikte bu bulutlar omuzlanmıştı. Kendimi o kadar rahat, o kadar kaygısız hissetmiştim ki son zamanlarda yaşadığım felaketlerin bir tanesiyle bile ufacık bir bağlantı kurmamı engelliyordu bu. Üstelik çocukluğumdan beri aşina olduğum bu kokuyu her yerimde, fazlaca yoğun hissediyordum. Bir saniye sonra huzurumu katlayan sıcacık bir esinti alnımı yalayıp dururken kokuyu daha yoğun hissetmeme neden olan bir şey yaşandı: bir el belime sarılıp beni çekiştirince hem sıcaklığa hem de kokuya daha çok sokuldum.

Beynim ben daha gözlerimi aralayamadan içinde bulunduğu ortama bir ışık yaktı ve karanlık odaların gizli çekmecelerinden çıkardığı bu kokuyu tam da Jimin'in koynuna bıraktı.

Onun kokusuydu bu. Annemin kokusu.

Seni öyle çok seviyorum ki...

Bir rüya sandım. Kokunun ona ait olduğunu idrak ettiğim an zihnimde yankılanan cümlesi, tüm huzuru içimden anında söküp alırken bunun bir rüya olmasından duyduğum korkuyu belki de üç katına çıkardı çünkü zihnimin yaktığı o ışıkla birlikte dün geceye ait anıları da içine tıkıştırdığım bir oda ortalığa saçılmış, bana olanları hatırlatmıştı. Deli gibi bir hızla kanım öncesinde başka yerlerde fazlaca vakit geçirdiğini biliyormuş gibi yukarı, yanaklarıma çıktı. Sanki ellerini tenimin üzerinde hissettim yeniden, içimi öyle bir ürperti kapladı. Zaten kapalı olan gözlerimi iyice yumup kendime gelmeye çalıştım çünkü korkmanın sırası değildi şimdi. Olanlara rağmen öyle rahat bir uyku çekmiştim ki kaçmaya ya da bana hiçbir şey anlatmamış olmasına rağmen kapatamadığım kapıları kafamda kırmaya yetecek zamanı bulamamıştım. İçime derin bir nefes alıp bunlara gerek olmadığını kendime hatırlattığım birkaç saniyenin sonunda, uyandığımda hissettiğim o huzuru yeniden her yerimde buldum.

Kimsenin görmediği, en mahrem anılarına şahit olmuştum ve Jimin de başka kimsenin göremeyeceği en mahrem anılarıma şahit olmuştu. Kimseye izin vermediğim yerlerime dokunmuştu. Bir başkasını öpmeme neden olduğu için kendime onu affetmeyeceğimin sözünü verdiğimi unutmuştum. O an kaçırdığı diğer ilklerin bir önemi yoktu. Bunu ilk defa onunla deneyimlemiştim, önemli olan buydu. Kaçırdıklarının yerine bunun gibi yenilerini ekleyecekse hiç sorun değildi. Sebeplerini öğrendiğim an kolları yuvam olacaktı, keşfedilmemiş bir sürü ilkin tadına bu kollarda varacaktım.

Anılardan Anılara İnce Çizikler °JikookWhere stories live. Discover now