Bölüm 12|• "Gece Yarısı Nöbeti."

En başından başla
                                    

Beyaz kapının önünde durdum ve usulca kulpu indirdim, kapı ses çıkarmadan açıldı. Loş ışıklı oda gözlerimin önüne serilirken elektrokardiyografın düzensiz ve zayıf sesi derin bir nefes almama neden oldu. Gözlerim yatakta yatan zayıf kıza kaydı. Olması gerekenden aşırı derecede daha zayıftı. Kötü bir hastalığı olduğunu düşünsem de ironik bir şekilde hasta değildi, hasta bir düzene hapisti sadece. Teni yanındaki abajurdan yayılan cılız sarı ışıkla ay gibi aydınlanıyordu, olduğundan daha beyaz görünüyordu şimdi. Bir ölü gibi. Dudakları mordu, tıpkı göz altları gibi. Kollarında ve yüzünde alerjisinden dolayı oluşan büyük yaralar ve kabarcıklar vardı. Canı çok yanıyordu, bunu uykusunda çıkardığı zayıf ve acı dolu inlemelerle daha iyi anlıyordum.

Odayı dolduran Serra'nın ağlayışları beni daha da zorluyordu. İçeri girdikten sonra kapıyı ardımdan usulca kapattım ve kilitledim. Beni gördüğünde irkildi, hemen gözyaşlarını silmeye yeltendi. Gelenin bizden biri olduğunu fark ettiğinde de durup derin bir nefes aldı. "Görkem?"

Gözlerinde parlayan yaşları aramızdaki mesafeye rağmen görebiliyordum, helak etmişti kendini. 113'e o kadar üzülmüştü ki gözyaşları bir an için dinmemişti. En başında onun bizimle gelmesini istememiştim, hepimiz zorlanıyorduk ama o gözlerinden akanlara bir türlü hakim olamıyordu. En hassasımızdı ve bu görev Serra için epey ağırdı. Zaten o hiçbir zaman bir ajan olmak istememişti ki, hayali her zaman geleceğe ışık tutan bir öğretmen olmaktı. Ama o güzel kalbi öyle hassastı ki kardeşlerinden ayrı bir yol seçmek istememişti. Bizi kendine tercih etmişti. Mental olarak çok zorlanıyordu ama bizimle olduğu için ona bu kadar ters olan bu işe katlanıyordu. Sırtımı duvara yasladım ve konuştum. "Nasıl durumu?"

"Çok acı çekiyor." Tekrar kıza bakıp derin bir iç çektim. Resmen uykusunda ağlıyordu ve çıkardığı sesler insanın içine işliyordu. Bu hali acı vericiydi.

"İyileşecektir." Tek temennim buydu şimdi, başka türlüsünü düşünmek istemiyordum. Başka türlüsünü düşünmek vücudumu ürpertmeye yetiyordu. "Korkma."

"Korkan ben değilim." Yatakta acı içinde kıvranan, uykusunda ağlayan kızın elini tuttu. Cümlesinin tamamlar tamamlamaz omuzları şiddetle sarsılmaya başladı ve sessizce ağlamaya devam etti. "Buradayız. Yalnız değilsin. Tüm bunlara bir son vereceğiz ve sen dışarıda mükemmel bir hayata sahip olacaksın, söz veriyorum."

"Canım pahasına da olsa buradan kimse zarar görmeden ayrılacağız. O iyi olacak."

"Felix dedi ki, kurtulması mucize olurmuş." Gözlerimin içine bakıp fısıldadı cümlesini. "Bünyesi savaşamayacak kadar zayıfmış ama bence bunun zayıflıkla alakası yok. Bu..." Duraksadı Serra, cümlesini tamamlayacak doğru kelimeyi bulamıyor gibiydi. "Yorgunluk." Aradığı kelimeyi fısıldadım. "Yaşamaktan yorgun."

Kısık kısık nefes alışverişleri istemese de hayata tutunma çabasıydı, çabasının başarıya ulaştığı zaman onu güzel bir hayat bekleyecekti. Ailesine gidecekti ve hayatına başlayamadığı yerden devam edecekti. Sadece hayatta kalması gerekiyordu. Bir mucize onun için olmalı, hayata tutunmalıydı. Kanatlarının kırıldığı, umutlarının söndürüldüğü yerden. Hayat ona bu kadarını borçluydu, ben ona bu kadarını borçluydum.

"Dinlenemeden ölebilir. Hayatın buradan ibaret olmadığını bilmeden..." Sözlerinin devamını getiremeden tekrar gözyaşı akıtmaya başladı. "Victoria ona 'bozuk kız' diyor ve ben bugün sebebini öğrendim Görkem. Panik atağa bağlı anksiyetesi varmış, sürekli hastalanıyormuş ve vücudu deneyleri kaldıramadığı için genelde hareket edecek gücü bile bulamıyormuş, buna maruz kalmak istemediği için yemek yemeyerek tepki gösteriyormuş ama bu da hep sonuçsuz kalıyormuş. Sadece açlığa dayanamayacağını anladığı zaman yiyormuş. Diğer deneklerden bağımsız yaşıyormuş, onlarla hiçbir şekilde iletişim kurmuyormuş. Sadece yatağında oturup duvarları izliyormuş. Kimse on yıl boyunca deneklerin kendi arasında geliştirdiği dili konuştuğunu duymamış. On yıldır ağzını açmamış, on yıldır hiç gülmemiş. On yıldır yaşamamış bu kız. Ama yine de direniyor. Neye direndiğini, neyle karşı karşıya olduğunu bilmeden baş kaldırmaya, savaşmaya çalışıyor."

YASAK DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin