Bölüm 35: Göklerin Kraliçesi'ne Suikast (II)

45 4 0
                                    


Bryan sürtünmeden dolayı kanlar içinde kalmış sırtının acısını yok sayarak yerinden kalktı. Üzerindeki pahalı tişörtü artık yoktu. Yeşim benzeri cildi kanla yıkanmıştı ama Bryan'ın yüzünde bir ifade bile yoktu.

Willa'nın bir şeyi olmadığını görünce rahat bir nefes aldı ve görüş açısından kaybolan taksiye doğru bir bakış attı. Telefonunu çıkardı ama ekranının artık olmadığını görünce dilini tıklattı ve telefonu tekrardan eski yerine koydu.

"Ölmemiş olmam bir mucize sanırım. Hâlâ ayağa kalkabiliyorum da..." Bryan birkaç kaburgasının kırıldığını biliyordu ama bunu umursayacak zamanı yoktu. Hızlıca Juno'yu kurtarmalıydı... mı?

"Bir dakika, neden onu kurtarmam gerekiyor ki? Onu baştan çıkarmakla uğraşmak yerine ölümüne izin vermek daha kestirme bir yol. " Bryan'ın içindeki kurtarma isteği bir anda yok oldu ve yürümeye başladı. Giderken Willa'nın telefonunu almış ve bir taksi çağırmıştı. Henüz lunaparktan çok uzaklaşmamışlardı. Arada sadece bir buçuk kilometre vardı. Juno'yu aklından çıkardığı anda Sistem'in sesi kulaklarında bir gök gürültüsü etkisi yarattı.

[Juno sıradaki hedefin. O ölürse, sende ölürsün.]

"Ne?!" Bryan adımlarını durdurdu. "Zaten orospunun önde gideniydi. Alexander'in kızı olduğundan ölmeyi hak ediyor. Ayrıca fabrikadaki yangının kaynağı olan amcası düzenliyor büyük ihtimalle bu saldırıyı. Bunu umursamıyorum..."

[Juno üst düzey bir kurban. O seni geliştirebilir. Ayrıca onu kurtardığın için sana yardımcı olacaktır. Birçok avantajı var.]

Bryan tekrardan yürümeye başladı ancak bu sefer daha hızlı yürüyordu. "Safsata. Karşımda eğitimli Seçilmişler bulunuyor. Ben ise sıradan bir hergeleyim."

[Böyle düşündüğün sürece öleceksin, biliyorsun değil mi? Bu reddedebileceğin bir şey değil. Onu kurtar.]

"Hayır, benden böyle bir şey isteyemezsin!"

{Görev: Juno Minerva'yı Kurtar!

Ödül: 100BP, Juno Minerva'nın Takdiri

Ceza: Ölüm.

Süre: 15dk}

[Bir şeyi yanlış anladın sanırım.] sistemin sesi eşsiz bir soğuklukla zihninde yankılandı. [Seni öldürürken tereddüt dahi etmem. Benim duygularım yok. Ben düşünmem. O yüzden sakın benimle inatlaşma!]

Bryan önündeki görev penceresini kapattı ve dişlerini sıktı. Ayaklarını sağlam bir şekilde yere bastı ve lunaparka doğru son hız koşmaya başladı.

***

Beş dakika sonra Bryan parka geldi ve bir dinlenme odası kiralayıp Willa'yı oraya bıraktı. İnsanların bakışlarını umursamadan tekrardan geri döndü ve koşmaya başladı.

"Sistem bana onun konumunu göster."

[Anlaşıldı.]

Sistemin sesinin hemen ardından küçük bir mini harita açıldı ve Bryan'ın görüş açısının hemen köşesindeydi. Pembe bir renkle gösterilen Bryan vardı ve bir de otuz santimetre yukarıda duraklamış olan beyaz nokta vardı. Beyaz nokta hedefi olan Juno'ydu. Her bir santimetre beş yüz metreyi temsil ediyordu.

Bryan rüzgarın etkisiyle yanan sırtını görmezden gelmeye çalıştı ama saçma derecede acıyordu. Şu anda zor bir durumda olduğundan vücudunu tam kapasitede kullanabiliyordu. Ancak rahatladığı anda bayılacaktı. Ve bayılırsa ölürdü.

Baştan Çıkarma SistemimWhere stories live. Discover now